Falckon Genel Müdürü Anıl Yamaner, şirket kuruluş hikayesini, FFC karekod uygulamasını, Yangın çeşitlerine alınan önlemleri ve hizmet alanlarını açıkladı.
- Kuruluş hikâyenizi ve verdiğiniz hizmetleri öğrenebilir miyiz?
Falckon Türkiye’ de 2013 yılında, sadece endüstriyel itfaiyecilik yapmak için kuruldu. Türkiye’ de günde ortalama 3 endüstriyel yangın yaşanırken, dünyada örnekleri olan bu hizmet modeline bizlerin şüphesiz ihtiyacı çok büyük. Bizim odak noktamız ve tek işimiz; endüstriyel itfaiyecilik. Bütün uzmanlığımız, bilgi birikimimiz endüstriyel itfaiyecilik üzerine kurulu. Bu temelden yola çıkarak şirketlerin operasyonlarına katkı sağlamaya, değer katmaya çalışıyoruz. Faaliyet alanımız tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan sanayi kuruluşları için “yangınla mücadele hizmeti”, “yangın eğitimi” ve “yangın danışmanlığı”nı kapsayan entegre bir hizmet. Bu tesislerde çalışanların ve üretimin yangınlardan etkilenmemesi için tüm tesisi uluslararası standartlarda hazır hale getiriyor ve koruyoruz. Ulusal ve uluslararası binlerce firma çalışanının eğitimini sağlayarak, ağ yapısını Türkiye dışına taşıdık. Toplam 250 itfaiye çalışanımız ile yangın güvenliği alanında, yangına karşı alınması gereken önlemleri tesislere ve üretim merkezlerine özel çözümlerle sağlıyoruz. Eğitimli personel, varlık yönetimi ile yangın güvenlik ekipmanlarının çalışır halde tutulması, plan ve prosedürlerin yazılması, IT altyapısı ile operasyon takibi ve sürekli raporlama, sigorta danışmanlığı, sıcak çalışma nezareti, tatbikat planlaması, tesis çalışanlarının eğitilip, tüm işletmenin bir olay anında ne yapmaları gerektiğini öğrenmesi de çalışma sistemin bir parçası.
- FFC karekod uygulamanızdan bahsedebilir misiniz? Sistem nasıl çalışıyor?
“Falckon Fire Commander” (FFCTM) kare kod uygulamamız adından da anlaşılacağı üzere bize ve yaptığımız işe özel tasarlanmış bir program. Bir tesiste yangın güvenliği ile alakalı ne kadar bileşen var ise tamamını 7/24 takip eden ve herhangi bir olaya hazır olmalarını sağlayan bir sistem. Bizim görev yaptığımız işletmeler çok büyük ve binlerce yangın güvenliği ile alakalı ekipman barındırıyorlar. Bu kadar çok sayıda kontrol noktası olan bir çalışmayı kağıt üstünde ya da bilgisayarlardaki basit tablolar ile kontrol etmeye çalışmak hem çok zaman alıcı, hem hataya çok açık ve hem de ekonomik değil. Zira FFC olmasaydı daha fazla çalışan ile ya da alt yüklenicilerle yapmak zorunda kalacaktık aynı işi. FFC ile bakımını takip ettiğimiz ve emin olduğumuz sistemlerin gerçek bir olay anında doğru çalışıp, çalışmadığını, hazır olup, olmadığını rahatlıkla görebiliyoruz. Çok kısa bir süre içerisinde ekipmanları da kontrol edebiliyor, kontrol tarihini çok rahat bir şekilde anlayabiliyoruz. Ekipmana ne zaman dolum yapıldığını, bir sonraki kullanım tarihinin ne zaman olduğunu, ekipmanın doğru yerinde olup olmadığını kare kodu okuttuğumuz zaman görebiliyoruz. Burada, ekipmanın varsa bir eksikliğini tespit edebiliyor, kullanılmaz halde ise bunu anlayabiliyoruz.
Bunun dışında FFC bize tüm çalışanlarımızın eğitim ve gelişim programlama ve takibini yapma imkanı da sunuyor. Çalışanlarımız kendilerine özel sistemden hangi gün, ne eğitim çalışması yapmaları gerektiğini görebiliyor, olay öncesi planları çalışabiliyor ve hatta gerçek bir olay anında nasıl hareket etmeleri gerektiğine kadar bilgi alabiliyorlar FFC’ den. Bu özel uygulamamızın dünya üzerinde ise örneği bulunmuyor ve halen de yeni faydalar ilave edilerek geliştirilmeye devam ediyor.
- Yangın çeşitlerine alınan önlemlerde yapılan hatalar neler? Hangi yangına hangi önlemi almak gerekiyor?
Yangınla mücadele bir sistem işidir. Bu sistemin halkaları: doğru ve uzman eğitime sahip profesyoneller, tesise uygun seçilmiş müdahale ekipmanları ve araçları, varlık yönetimi doğru yapılan alt yapı sistemleri, IT teknolojilerinin kullanımı, sürekli hesap verebilir bir raporlama sisteminin mevcudiyeti ve Türkiye’de genelde en az önem verilen prosedür ve ilkelerin yazılıp tüm işletme çalışanları tarafından benimsenmesidir. Bu sistem sadece denetlemelerde evrak göstermek amaçlı değil, çalışanların can güvenliği ve tesisin iş devamlılığı esasını hedefte tutmalı. Bir yangının herhangi bir işletme üzerindeki olumsuz etkileri göz ardı edilemez ancak halen mevcut yönetmelikler tesisleri profesyonel itfaiye ekibi bulundurma konusunda zorlayıcı değil. Bunun “yapılsa iyi olur” değil “yapılmazsa olmaz” statüsüne geçirilmesi, üretimin devamı ve sanayinin mevcudiyeti için oldukça gerekli. Şirketler yangın felaketlerine karşı ilk olarak bu saydıklarımızı dikkate alarak, önlem almaya başlayabilirler.
Yangınların çeşitleri, ne zaman çıkacağı, ne şekilde büyüyeceği ve nasıl kontrol altına alınabileceği çalışmasını yapabilmek başlı başına bir uzmanlık işidir. Bu “senaryo” çalışmalarının her işletmede yapılması gerekli. Bu çalışmaların doğrultusunda da kaç kişilik bir müdahale ekibi gerekeceği, ne eğitimler alınması, hangi ekipmanlara ve araçlara sahip olunması, hangi altyapıların hazır olması gerektiği gibi ana parametreler ortaya çıkar. Daha sonra da kurduğunuz bu yapıyı doğru yönetecek bir sisteme ihtiyacınız var teknoloji ve prosedürleri kullanarak.
- 2020 yılında 493 endüstriyel yangın gerçekleşmişti.2021 yılında bu sayı kaç oldu? Alınan önlemler ölüm veya yaralanmaları azalttı mı?
TMMOB Kimya Mühendisleri Odası’nın yayınladığı raporlara göre Türkiye’de yılda ortalama 500 yangın meydana geliyor. ‘Daha net konuşmak gerekirse, 2018 yılında 436, 2019 yılında 541, 2020 yılında 493, 2021 yılında 394 raporlanmış ciddi yangın ve patlama bulunuyor. Bu yangınlarda toplam 92 kişi hayatını kaybetti, 666 kişi yaralandı. Bununla birlikte çok büyük maddi kayıplar ve sanayi çalışmalarında duraksamalar yaşandı. Yangınların sanayiye etkisini görmek iki sebepten dolayı oldukça zor. Birincisi; Türkiye’de bilgileri finansal boyutta değerleyebilecek bir istatistik birimi bulunmuyor. Raporlanan kazalar üzerinden çalışılsa dahi, yangının iş gücü kaybı ve uzun süreli etkileri maddileştirilmiyor. İkincisi de birçok hasar ve kayıp bilgisi kamuya ulaşmıyor kuruluşların itibar kaygıları nedeniyle. Biz çalıştığımız tesislerde çıkan her küçük olay için dahi olay yeri inceleme ve yangın kök neden analizi gerçekleştiriyoruz. Görünen sebepler çoğunlukla sıcak çalışmalar (üretim içerisindeki kaynak ve kesme çalışmaları), buharlaşan yanıcıların elektrikle ateşlenmesi, ısınan yağlar ve hidrokarbonların kendiliğinden alev alması, dikkatsiz çalışma ve hatta yıldırım düşmesi ya da araç kazaları gibi dış etkenler olabiliyor. Ancak olayların kök nedenine indiğinizde çoğunlukla prosedür eksikliği ya da prosedürlerin doğru uygulanmaması esas suçlu olarak ortaya çıkıyor. Bazı yangınları sadece önlem alarak önlemek her zaman mümkün olmayabilir. Ama büyümesi çoğunlukla müdahale hataları ile gerçekleşiyor.
Haberlerde; tamamıyla yanarak kullanılmaz hale gelen bazı endüstriyel tesisleri hepimiz sıklıkla görüyoruz. Bu hasarın bedeli milyon dolarlarla ölçülüyor. Can kayıpları ise çok daha farklı bir boyut. Bazen fabrikayı kaybetmeseniz bile bir üretim hattı 1-2 gün çalışamaz hale geldiğinde sadece milyon dolarlık kayıplardan değil, üretim kaybı, ürün yetiştiremeyip müşteri kaybı ve itibar kaybı gibi şirketleri büyük ölçüde ve uzun süreli etkileyecek krizlerden bahsediyoruz. Firmalar yüksek sigorta primleri ödüyor olsa dahi bu zararların birçoğu sigortadan telafi edilebilecek türde kayıplar değil. Falckon’ un sunduğu hizmetin sanayi tesislerinin sigorta primlerine dahi olumlu etki ettiği pek çok örnek gördük. Çünkü sigorta firmaları için de büyük bir güvence böyle profesyonel bir ekibin teminatlarını koruma altına alması. Öyle ki, sunduğumuz hizmetin bedelinin, sigorta primi indirimi ile tamamıyla sıfırlandığı örnekler gördük.
5. Daha çok hangi alanlarda hizmet veriyorsunuz?
Ağırlıklı olarak havalimanları, enerji üretim santralleri, kimya-petrokimya, çelik ve otomotiv sektörlerinde hizmet veriyoruz. Bu alanlara ek olarak; hemen hemen tüm endüstriyel sanayi tesisleri ile SEVESO kapsamına giren tüm işletmeler.