Skip to content Skip to footer

Koton, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı COP28’e katıldı

Hazır giyim sektörünün öncü firmalarından Koton, 30 Kasım – 12 Aralık tarihlerinde Birleşik Arap Emirlikleri’nin Dubai kentinde düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı COP28’de, Yuvam Dünya Derneği tarafından düzenlenen ‘Bizim Hikayemiz-The Story of Us’ panelinde yer aldı.

Panele Koton Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Yılmaz, Koton’un Suya Saygı Koleksiyonu’nun yüzü Şahika Ercümen, Yale Üniversitesi İklim Değişikliği İletişimi Bölümü Başkanı Anthony Leiserowitz ve Galata Wind Enerji CEO’su Burak Kuyan katıldı.

Koton Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Yılmaz, Koton’un Yaşama Saygı manifestosu ve Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı COP28’e ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Yılmaz, Yaşama Saygı manifestosunun dört ana başlıkla faaliyet gösterdiğini belirterek, “2020 yılında sürdürülebilirlik manifestomuzu Yaşama Saygı başlığı altında yayınladık. Bu manifestonun dört ana bileşeni var: Dünyaya, Topluma, İnsana ve İşimize Saygı.

Özellikle ‘Dünyaya Saygı‘ çerçevesinde Türkiye’de ‘Better Cotton’ inisiyatifi, yani ‘İyi Pamuk’ üretimini prensip olarak benimseyen ve bunu imzalayan ilk firma olduk. Better Cotton inisiyatifine dahil olmamızdan sonra, 2022 yılında üretimimizin yüzde 15’i Better Cotton’dan geldi. Bu oran 2023 yüzde 25’e çıkacak ve 2025’te yüzde 50’ye çıkmasını hedefliyoruz. Bu sayede 2025 yılının sonunda yaklaşık 8 milyon metreküp su tasarrufu elde edilecek. Yaklaşık 5 ton daha az kimyasal ilaç (pestisit) kullanılacak. Yaklaşık 750 ton daha az kimyasal gübreye ihtiyaç olacak   Tüm bunlarla yaklaşık 1100 ton pamuk, verimlilik artışı sayesinde daha fazla üretilmiş olacak. Bu da yaklaşık 4 milyon tişört üretilebilecek pamuğu, dünyaya zarar vermeden üretebilmek demektir” dedi.

“YAŞAMIN HER ALANINDA KADIN İNİSİYATİFİNİ DESTEKLEYEN FAALİYETLERİMİZ VAR”

Yılmaz, Koton’un yaptığı projelerle kadınların iş hayatına katılımını desteklediğine dikkat çekerek, ‘Topluma Saygı’ kısmında gözbebeğimiz ‘El Emeği’ projemiz var. 2016 yılında başladığımız bu projeyle, normalde nakış makinelerinde yaptırabileceğimiz, çok daha ucuza mal edebileceğimiz işleri, özellikle Güneydoğu Anadolu’daki kadınlarımıza yaptırıyoruz. Bu sayede 2016’dan itibaren 6 bin kadınımızı üretim zincirinin içine soktuk. Projemiz 2016 yılında başladı ve kesintisiz devam ediyor. Bu benim gurur duyduğum bir proje. Bununla beraber mağazalarımızda ev hanımlarının, ev işlerinden artırabildikleri zamanda esnek olarak çalışabilmelerini sağlayan ‘Ev Kadınları Projesi’ni başlattık. Bu da kadının iş hayatına katılımı için çok ciddi bir fayda sağladı. ‘Yaşama Saygı’ manifestosu kapsamında üçüncü başlığımız ‘İnsana Saygı’. İnsana Saygı çerçevesinde cinsiyet eşitliğini önemli bir ana fikir olarak ele aldık. Koton’da çalışanlarımızın yaklaşık yüzde 72’si kadın. Yöneticilerimizin yüzde 54’ü kadın. Yaşamın her alanında kadın inisiyatifini destekleyen faaliyetlerimiz var” ifadelerini kullandı.

“İŞ BAŞARIMIZI ARTIRARAK, SÜRDÜRÜLEBİLİR FAYDAYI YAKALAMAK İSTİYORUZ”

Koton Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz, Koton’un sürdürülebilirliğe destek vererek büyümek ve iş başarısını artırmak istediğini belirterek, şu ifadelere yer verdi: “Yaşama Saygı manifestomuzun dördüncü ayağı ‘İşimize Saygı’. İşimize Saygı kapsamında Koton, dünyanın sürdürülebilirliğine destek veren, aynı zamanda istikrarla büyüyen başarılı bir firma. Şu anda dünyada 69 ülkede mağazalarımızla ya da online ticarette faaliyet gösteriyoruz. Ülke sayısı, pazarların sayısı artmaya devam ediyor. Dolayısıyla bir taraftan Yaşama Saygı çerçevesinde dünyamıza ve toplumumuza fayda yaratmaya çalışıyoruz, bir taraftan da İşimize Saygı çerçevesinde iş başarımızı artırarak sürdürülebilir faydayı yakalamak istiyoruz. En büyük başarılarımızdan biri sürdürülebilirlik ve Yaşama Saygı manifestosunun, şirketin liderliği tarafından ele alınmasıdır. Koton’un kurucu ortağı Gülden Yılmaz, Sürdürülebilirlik Komitesi’ne başkanlık yapıyor. Onun önderliğinde 2022 Sürdürülebilirlik Raporu’muzu yayınladık. 2022 yılında plastik atık oranımızı yüzde 22 azalttık. Ayrıca kullandığımız enerjinin yüzde 33’ünü de yenilenebilir kaynaklardan elde ettik. Bunlar tabii bizi mutlu eden gelişmeler.”

“SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK TÜRKİYE İÇİN BÜYÜK BİR FIRSAT”

Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sürdürülebilirlik, Türkiye için bir taraftan büyük bir mücadele ve ‘challenge’, diğer taraftan da büyük bir fırsat. Üretim üssü olarak Avrupa’ya yakınlığı, lokal üretimin her alanda gelişmiş olması, Türkiye’ye büyük avantajlar sağlıyor. Diğer taraftan sürdürülebilirlikle ilgili atılımları Türkiye zamanında gerçekleştirirse, büyük bir avantaj sağlayacak. Zamanında gerçekleştiremezse de doğal olarak bu Türkiye adına ciddi bir dezavantaj olabilir. O yüzden dönüşüm yıllarındayız. Türkiye’yi yönetenlerin, hükümetimizin, Cumhurbaşkanlığının bu konuyu ciddi sahiplendiğini görüyoruz. Umarım ki hep beraber sürdürülebilirlik konusunda yol alacağız ve Türkiye’ye fayda sağlayacağız.

Biz kendi alanımızda önemli adımlar attık ve atmaya devam ediyoruz. 2024 yılında Better Cotton kullanımımız yüzde 30’un üzerinde gerçekleşecek. Toplam sürdürülebilir ürün oranımızı yüzde 30’un üzerine çıkaracağız. 2023’ün ikinci yarısından itibaren mağazalarımızda plastik poşet uygulamasına son verdik. Bunun sonuçlarını 2024’te daha rahat göreceğiz. Bu yönde yaptığımız bütün faaliyetleri büyüterek devam edeceğiz” dedi.

“ŞİRKETLERİN KATILIMI BU ORGANİZASYONLAR İÇİN ÖNEMLİ”

Açıklamalarının sonunda COP28 ile ilgili izlenimlerini aktaran Yılmaz, konferansın şirketlerin ve diğer paydaşların katılımıyla daha kapsayıcı bir hale gelmesinin önemine dikkat çekti.  Yılmaz, şirketlerin büyük bir etki sistemi olduğunu ifade ederek, “COP28 ile ilgili birçok gözlemim var. En önemlisi, şirketlerin yoğun katılım gösterdiği bir organizasyon haline gelmesi. Özel sektörün katılımı bu organizasyonlar için çok önemli. Çünkü şirketlerin çok büyük etki sistemleri var.  Örneğin Koton mağazalarına ve online kanallarına yılda 300 milyon misafirimiz girip çıkıyor. Biz sürdürülebilirlikle ilgili iletişimlerimizi mağazalarımızda ve kendi kanallarımızda yapıyoruz. Dolayısıyla aslında 300 milyon insana dokunuyoruz, bir mesaj iletiyoruz. Benzer şekilde birçok firma, sürdürülebilirlik faaliyetlerini tabana yaydığı oranda sürdürülebilirliğin hızlanarak dünya için gelişmesi söz konusu olabilir. Bu anlamda önemli bir başarı olduğunu düşünüyorum. Ayrıca 2030 yılına kadar Birleşmiş Milletler önderliğinde bir fon biriktirilmesi kararı alındı. Bu da yaklaşık 100 milyar dolarlık bir fon demek. Her ne kadar dünyanın ihtiyacı bundan çok daha fazla olsa da, bu da alınmış bir yol demek. Her sene COP’un kapsamı genişliyor, şirketler, ülkeler ve bireysel katılımcılar daha fazla buraya önem gösteriyor ve etki alanı da büyüyor. Bu yüzden COP28’ten oldukça olumlu izlenimlerle ayrılacağım” diye konuştu.