Herkese merhaba,
Tüm perakende.org ailesine selamlar. House of Human Kurumsal Eğitim, Koçluk ve Mentorluk AŞ olarak ayda iki kez sizlerle buluşacağız. Belirli bir alanda odaklanacak yazı dizilerimizde seçkin yazar kadromuz ile farklı perspektiflerden hedef konuyu irdelemeye çalışacağız. İlk yazı dizimizde odağımız liderlik olacak. Keyifli okumalar…
Yirminci yüzyılın ikinci yarısından itibaren iş dünyasının “YÖNETİCİLİK” kavramından beklentilerinin arttığını görüyoruz. “Yöneticilik” kavramının sınırlarının ötesinde olan bu beklentileri “LİDERLİK” kavramının karşıladığı görüldü. “LİDERLİK” kavramının uygulayıcıları “Liderler” “vizyon belirleyen, çalışanları vizyona inandıran ve vizyona ulaşmak için onları motive eden” kişiler olarak en kolay haliyle de tanımlandı. Liderlerin iletişime açık, çevresindekilere kendi motivasyonuyla esin kaynağı olan, yönetebilen ve kendisini de sürecin içine katarak çevresindekileri peşinden sürükleyen kişiliği” iş dünyasına çok önemli katkılar sağladı. Bireysel yetenekleri ile diğerlerinden ayrılan güçlü lider örneklerini ve onların başarılı sonuçlarının hikayelerini bol bol okuduk ve dinledik.
Dünya son yıllarda hem teknolojik hem de sosyolojik olarak olağanüstü bir değişim ve dönüşüm yaşıyor. İş dünyası da bu değişim hızına uyum sağlamak ve rekabetle baş edebilmek için alışılmış liderlik tarzlarından daha farklı yeni beklentiler içerisine girmiştir. “Liderlik” kavramının önüne konulan sıfatlar ile bu talepleri karşılayacak liderlik tarzları tarif edilmeye başlandı. Sektörel, kültürel, hedefsel, dönemsel vb. olarak değişiklikler gösteren farklı ihtiyaçları karşılayabilecek liderlik tarzlarından birkaçı; “Hizmetkar Liderlik, Dönüşümcü Liderlik, Otantik Liderlik, Bağ Kuran Liderlik, Vizyoner Liderliktir.
Tüm bu yeni liderlik tarzlarının ortak kapsayıcı bir kavramda buluşturmak üzere yürüttüğümüz çalışmalar neticesinde “FARK YARATAN LİDERLİK” kavramını kullanmaya karar verdik. Olağanın, rutinin ötesine geçebilen, yeniyi, daha iyiyi ve rekabette öne geçmeyi hedefleyen bir tarz olarak kapsayıcılığını önemsedik. Bunları yapabilmek için de en önemli kaynağının “İNSAN” olduğunu ve insan potansiyelini en verimli şekilde kullanmaya odaklı bir lidere ihtiyaç duyduğumuzu gördük. Fark Yaratan Liderlerden sadece kendi beyini ile yani “TEK BEYİN” ile değil tüm çalışanlarının beyinleri ile yani “ÇOK BEYİN” ile birlikte yürümesini bekliyoruz.
Liderlik çalışmalarının çoğu, gözlemlenebilir bilinçli ve rasyonel olguları ele alır. Geçmişte liderlik araştırmacılarının duygusal ve psikolojik alana girmekten kaçındıklarını bu nedenle de birçok olgunun çözümsüz kaldığını görüyoruz. Son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalar ve kurumlarda yapılan analizler; ancak psikodinamik bir yaklaşım benimseyen yöneticilerin insan davranışını anlayabildiği ve bu kapsamda onların potansiyelini performansa çevirmelerinin mümkün olabildiğini göstermektedir.
Özetle Fark Yaratan Lider olmak, en kıymetli kaynağımız olan “İNSAN”a odaklanmak ile mümkün olabilecektir.
Liderlerin duygusal zekalarının yüksek olması yani öz farkındalığı, öz yönetimi, sosyal farkındalığı ve ilişki yönetimi başlıklarında gelişmiş olması da bu kapsamda çok önemli bir ihtiyaç olarak karşımıza çıkmaktadır.
Fark Yaratan Lider olmak için sahip olunması gereken bazı vazgeçilmez temel yetkinlikler var. Bu yetkinlikler aynı zamanda Koç Lider (veya Koçvari Lider) olarak tanımladığımız bir kavram tarafından kullanılan yetkinliklerdir. Burada etkili dinleme yapmak, güçlü sorular sormak ve duyduklarımızı karşı tarafa söylemek önem kazanmaktadır.
Sonuç olarak, liderliğin sihirli dokunuşunu kullanan şirketler fark edilecek, diğerleri ya günü kurtaracak ya da sahneden çekilecek. Nokia’nın CEO’sunun kulağımıza küpe olacak şu cümlesi ile yazımızı sonlandırıyorum: “Hiçbir şeyi yanlış yapmadık ama bir şekilde yenildik.”
Sevgiyle ve sağlıcakla kalın.
Bu yazı Şenol Kaptan tarafından kaleme alınmıştır.