Reis Gıda, doğanın iki önemli hazinesi olan su kaynakları ve ormanların korunmasıyla ilgili, su kaynaklarımızın sürdürülebilir kullanımı ve dünyamızın akciğerleri olan ormanlarımızın korunması gerekliliğini vurgulamak amacıyla 22 Mart Dünya Su Günü ve 21-26 Mart Orman Haftası’nın önemine dikkat çekiyor. Küresel iklim krizinin yaşandığı günümüzde 2050 hedefine ulaşmak için, insanlığın en önemli yaşam kaynakları olan suyun ve ormanların korunması, hepimizin ortak çabasıyla mümkündür. Reis Gıda olarak, doğanın bu iki değerli hazinesi olan suyun ve ormanların sonsuz olmadığını anlatmak ve sürdürülebilir koruma sağlamak için toplumda farkındalık yaratmak istiyoruz.
2024 yılı Dünya Su Günü’nün “Barış için Sudan Faydalanmak” teması, su kaynaklarının önemini ve bu hayati kaynağın korunması ve adil paylaşımının sürdürülebilir bir gelecek için ne kadar önemli olduğunu vurguluyor. Suyun korunması ve adil kullanımı, sadece insanlığın hayatta kalması için değil, aynı zamanda barışın ve sosyal adaletin sağlanması için de temel bir önem taşıyor. Bu tema, suyun sadece bir doğal kaynak olmadığını, aynı zamanda barışın ve kalkınmanın sağlanması için bir araç olarak kullanılabileceğini hatırlatıyor. Su sıkıntısı çeken bölgelerde yaşayan 2,4 milyar insan için suya adil erişim, çatışmaların önlenmesi ve toplumsal huzurun sağlanmasında önemli bir rol oynayabilir.
Dünya yüzeyinin yaklaşık yüzde 71‘i, yaklaşık olarak 1,4 milyar km³’ü, su ile kaplıdır ve vücudumuzun yarısından fazlası sudan oluşmaktadır. Bu nedenle su, dünyamızın vazgeçilmez bir parçasıdır. İnsanların, ekonomilerin ve doğanın varlıklarını borçlu olduğu su, gıdamızın temelini de oluşturur. Ancak içme, tarım ve sanayide kullanılabilen tatlı sular, dünya üzerindeki su kaynaklarının sadece yüzde 2,5‘ini oluşturur ve bu oranın sadece yüzde 1‘i içme suyu olarak kullanılır. Tatlı su kaynaklarının sınırlı miktarının yüzde 72‘si ise tarım sektöründe kullanılmaktadır. Tarıma yönelik su kullanımının 2050 itibariyle yüzde 50 artacağı öngörülüyor. Tarım sektöründe suyun kullanımıyla ilgili olarak, sürdürülebilir sulama tekniklerinin ve teknolojinin kullanılmasına teşvik edilmesi ve verimliliği artırmaya yönelik önlemlerin alınması önemlidir.
Su kaynaklarının, dünya barışındaki birleştirici etkisi olduğu kadar, çatışmalara ve savaşlara yol açabilecek bir güce sahip olduğunu kabul edilmelidir. Su kıtlığı ve kirliliği, insanların erişim için mücadele ettiği zamanlarda gerilimlere ve huzursuzluğa yol açabilir. Bu nedenle, su kaynaklarının ortak yönetimi ve adil paylaşımı, barışın korunması ve sürdürülebilir bir geleceğin inşa edilmesi için hayati önem taşımaktadır. Küresel zorluklarla, özellikle iklim değişikliği, kitlesel göç ve doğal afetlerle mücadele ederken, suyun stratejik bir öneme sahip olduğunu ve ülkelerin gelecek planlarının merkezine yerleştirilmesi gerektiğini belirtiyoruz. Suyun korunmasıyla ilgili iş birliği, bu zorlukların üstesinden gelmek ve daha adil, huzurlu bir dünya inşa etmek için kesinlikle hayati bir önem taşımaktadır.
Her alanda kendini gösteren yenilik ve teknoloji, orman kontrol ve izleme sisteminde devrim yaratarak ülkelerin ormanlarını takip etmelerine ve durumlarını daha etkili bir şekilde raporlamalarına olanak tanıdı. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne göre, yenilikçi ve kontrol edilebilir orman izleme sistemleri sayesinde diğer ilerlemelerin yanı sıra orman karbondioksit emisyonları toplam 13,7 milyar ton azaltıldı.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 2012 yılında 21 Mart’ı Uluslararası Orman Günü kabul edilmesiyle birlikte ülkemizde ve dünyada 21-26 Mart tarihleri Orman Haftası olarak kutlanmaktadır. Orman Haftası’nın 2024 yılı teması “Ormanlar ve yenilik: Daha İyi Bir Dünya İçin Yeni Çözümler” olarak belirlendi. Ormansızlaşmaya karşı mücadelede yeni teknolojik gelişmelerin hız kazanması, ormanların yok olması nedeniyle yılda 10 milyon hektar, yangınlar nedeniyle ise yaklaşık 70 milyon hektar alanın yok olmasından dolayı erken uyarı sistemleri ve sürdürülebilir hammadde üretimi açısından büyük önem taşıyor. Aynı şekilde, dünyadaki el değmemiş ormanların çoğunun koruyucusu olan yerli halkların, biyolojik çeşitliliğin korunması ve karbon tutulmasındaki önemli rollerinin korunmasına yardımcı olacak arazi haritalaması ve iklim finansmanına erişim yoluyla güçlendirilmesine ihtiyaç vardır.
Yeniden ağaçlandırma çabaları da dahil olmak üzere ekosistem restorasyonu, endüstriyel üretimde sürdürülebilir ahşap ürünlerin kullanılmasını teşvik ederken aynı zamanda iklim değişikliğinin azaltılmasına ve gıda güvenliğinin iyileştirilmesine de önemli ölçüde katkıda bulunabilir.
Mustafa Kemal Atatürk’ün “Ormansız bir yurt, vatan değildir” sözünden ilham alarak, gelecek nesillere daha yeşil bir Türkiye bırakma adına, Reis Gıda olarak ormanlarımızın korunması ve yeniden yeşillendirilmesine yönelik sürdürülebilir tarım ve orman yönetimi uygulamalarını desteklemekte, ürünlerimizin üretiminde çevresel etkileri minimize etmekte ve orman koruma ile ağaçlandırma projelerine aktif olarak katılım sağlamaktayız.
Suyumuzun ve ormanlarımızın korunmasıyla ilgili ortak bir bilinç oluşturulması gerektiğine vurgu yapan Reis Gıda Yönetim Kurulu Üyesi Işılay Reis Yorgun sözlerine şöyle devam etti. “Suyumuz ve ormanlarımız dünyanın geleceğini şekillendirecek iki önemli unsurdur. Su olmazsa yaşam şansımızı kaybederiz yine aynı şekilde ormanlarımız dünyamızın akciğerleridir. Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya ve temiz bir çevre bırakmak için önlemleri geç kalmadan bugünden ortak bir sorumluluk bilinciyle ele almamız gerekiyor. Binlerce tür canlıya ev sahipliği yapan ormanlarımız ve su kaynaklarımız doğal kaynak olmanın çok ötesinde yaşam için gereken tüm bileşenleri içinde barındıran iki ana faktördür. Oksijen üretiminden, toprakların korumasına, hava kirliliğinin önlenmesine kadar sundukları sayısız fayda ile hayatımızın sürdürülebilirliği için vazgeçilmez varlıklar olduğunu vurgulamak istiyorum. “Ormanlar ve su kaynaklarımız yok olursa, yaşam şansımızı kaybederiz” gerçeğini unutmamalı ve bu bilinçle hareket etmeliyiz.” dedi.
Suyumuzun ve ormanlarımızın korunması, gelecek nesiller için yaşanabilir bir dünya bırakmanın ana bileşenidir. Geleceğimiz için su ve ormanlarımızı korumak, hepimizin ortak sorumluluğumuzdur.