CHEP Orta ve Doğu Avrupa Direktörü Funda Şimşirel, elektrikleşme, dijitalleşme ve sürdürülebilirlik trendlerinin tedarik zincirini nasıl dönüştürdüğünü değerlendirdi. Şimşirel, özellikle otomotiv sektöründeki elektrikli araç geçişine dikkat çekerken, CHEP’in döngüsel ekonomi ve karbon azaltımı konusundaki liderliğini vurguladı. Yeniden kullanılabilir ambalaj çözümleri ve dijital izleme sistemleriyle sektöre yön verdiklerini belirten Şimşirel, işbirlikçi ağların ve dayanıklılığın önemine işaret etti.
- Elektrik, hidrojen, biyoyakıtlar ve e-yakıtlar gibi çözümlerin hangi aşamada ticarileşmeye hazır olduğunu düşünüyorsunuz? Özellikle hangi teknolojiler orta vadede en büyük dönüşümü yaratabilir?
Şarj altyapısının hızla artması ve hükümetlerin güçlü desteği sayesinde elektrikli araçlar (EV’ler), alternatif yakıtların ticari olarak yaygınlaşması ve benimsenmesinde lider konumda. Bioyakıtlar da kolaylıkla ulaşılabilir durumda. Çünkü ek bir yakıt altyapısına ihtiyaç duymuyorlar ve zaten geleneksel yakıtlarla karıştırılmış durumdalar, bu da dünya genelinde birçok yerde hemen kullanılabilir alternatifler sunuyor. Buna karşın, yüksek üretim maliyetleri ve yakıt ikmal altyapısının eksikliği, hidrojen yakıt hücresi teknolojisinin yaygınlaşmasını şu an için sınırlıyor; ancak bu teknoloji, ağır hizmet araçları (HDV’ler) gibi karbonsuzlaştırılması zor alanlarda sağlam bir alternatif sunuyor. E-yakıtlar da, batarya menzilinin hala bir sorun olduğu bu tür kullanımlar için benzer bir alternatif oluşturuyor, gelecekteki ticari yaygınlaşma için finansal yatırım gerekiyor. E-yakıtların bir karbonsuzlaşma çözümü olarak kabul edilmesi için, CO2 emisyonlarının sadece egzozdan ölçülmesi yerine, bir aracın yaşam döngüsünün tamamı üzerinden değerlendirilmesi gerektiğini unutmamak gerekiyor.
- Ambalaj ve lojistik süreçlerinde çevresel ayak izini en aza indirmek için kullanılan spesifik yöntemler nelerdir?
Daha sürdürülebilir ambalaj ve lojistik faaliyetlerinin başlıca itici güçleri, yenilikçi malzemeler, artan verimlilik ve döngüsel uygulamalardır. Biyoçözünür ve geri dönüştürülebilir malzemeler, geleneksel plastiklerin yerini alırken, yeniden kullanılabilir ambalaj çözümleri de teslimat sistemlerinde atıkların azalmasına yardımcı oluyor. Ayrıca, paylaşımlı ambalaj çözümleri, boş taşıma mesafelerinin azaltılmasını sağlarken, sensörlerin entegrasyonu ve IoT ile AI teknolojilerinin kullanımı, güzergâh optimizasyonunu mümkün kılarak yakıt tüketimini en aza indiriyor. Diğer stratejiler arasında, karbon emisyonlarını azaltmak için elektrikli ve hibrit teslimat araçlarının kullanıma girmesi, depo yönetim süreçlerinin daha fazla otomatikleştirilmesi ve malzeme kullanımını ve alanı en aza indiren ergonomik, çevre dostu ambalaj tasarımları yer alıyor.
- Sürdürülebilir bir otomotiv tedarik zinciri için CHEP’in 2030 veya 2050 gibi uzun vadeli karbonsuzlaştırma hedefleri bulunuyor mu?
Brambles Grubu’nun bir parçası olarak 2040 yılına kadar tedarik zincirinde net sıfır sera gazı (GHG) emisyonu sağlamayı hedefliyoruz. Küresel iklim hedefleriyle uyumlu olarak, otomotiv tedarik zincirinde sürdürülebilirliği, sunduğumuz ambalaj ve lojistik hizmetleriyle destekliyoruz. Bu, enerji verimli lojistik çözümleri, sürdürülebilir tedarik ve yeniden kullanılabilir paletler ve konteynerler gibi döngüsel ekonomi uygulamalarıyla Kapsam 1, 2 ve 3 emisyonlarını azaltmamıza yardımcı oluyor. Ayrıca, taşıma verimliliğini optimize etmek için veri analizlerinden faydalanarak daha verimli çözümler sunmayı sürdürüyoruz.
- CHEP’in BM sertifikalı konteyner çözümleri, özellikle elektrikli otomotiv sektöründe nasıl bir avantaj sağlıyor? çözümlerinizin tedarik zincirine etkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bataryalar, elektrikli araçların önemli bir bileşenidir ve taşınması hem hassas hem de risklidir. Bu nedenle, batarya taşımacılığı için özel olarak geliştirdiğimiz UN sertifikalı konteyner çözümlerimiz, yüksek koruma ve güvenlik sağlamak amacıyla tasarlanmıştır. Ayrıca, yeniden kullanılabilir konteynerler olarak tasarlanan bu çözümler, atıkları en aza indirir ve emisyonları azaltır. Standartlaştırılmış tasarımları, lojistiği iyileştirir, alan optimizasyonu sağlar ve tedarik zinciri boyunca işleme süresini kısaltır. CHEP olarak, çözümlerimiz EV endüstrisinin gelişen ihtiyaçlarına sürekli uyum sağlar, döngüsel ekonomi hedeflerini desteklerken, üreticiler için güvenilir ve verimli operasyonlar sunar. OEM müşterilerimiz adına tedarikçileri dahil ederek, bu avantajları otomotiv tedarik ağlarında yaygınlaştırıyoruz.
- Pandemi ve jeopolitik olayların tedarik zincirine olan etkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz? CHEP olarak bu zorlukları aşmak için geliştirdiğiniz çözümler nelerdir?
Tedarik zincirleri hiçbir zaman aksamalardan uzak değildir. Ancak son birkaç yıl, şirketlerin daha da fazla tedarik zinciri esnekliği arayışına girmesine neden oldu. CHEP olarak, tek kullanımlık ambalaj israfından uzaklaşmanın bu esnekliğin anahtarı olan maliyet tasarrufu, verimlilik ve çeviklikten yararlanabileceğinden emin olarak yeniden kullanılabilir ambalaj çözümleri geliştirmeye devam ediyoruz. Ayrıca, görünürlüğü artırmak ve aksaklıkları öngörmek için dijital izleme ve veri analizi yeteneklerini de genişletiyoruz.
- CHEP’in dördüncü Tedarik Zinciri Trend Raporu’nda yer alan 6 trend ışığında, önümüzdeki yıllarda otomotiv tedarik zincirinde hangi dönüşümleri öngörüyorsunuz? CHEP bu dönüşümlere nasıl yön verecek?
CHEP olarak, dördüncü Tedarik Zinciri Trendleri Raporumuzda, otomotiv tedarik zincirini dönüştürmesi beklenen altı önemli trendi vurguluyoruz: elektrikleşme, dijitalleşme, sürdürülebilirlik, döngüsel ekonomi, tedarik zinciri dayanıklılığı ve işbirlikçi ağlar. Elektrikli araçlara (EV’ler) geçiş, batarya taşımacılığı için yeni lojistik çözümleri gerektirecekken, dijitalleşme daha fazla şeffaflık ve gerçek zamanlı izleme sağlayacak. Sürdürülebilirlik hedefleri, emisyonların ve atıkların azaltılmasını zorunlu kılmakta ve döngüsel ekonomi ilkeleriyle uyumlu olarak, yeniden kullanılabilir ambalaj çözümlerine merkezi bir rol sunmaktadır. CHEP olarak, bu dönüşümleri sürdürülebilir ve paylaşılabilir varlıklara, dijital araçlarla öngörücü analizlere yatırım yaparak yönlendiriyoruz. Sektör ortaklıklarını desteklemeye devam etmek, dayanıklı ve çevre dostu bir otomotiv tedarik zincirini mümkün kılacaktır.