Skip to content Skip to footer

İş, Sosyal Hayat ve Gelecek: Yapay Zekayla Nasıl Yaşayacağız?

Bir hafta içi sabahı kahvenizi alıp ofise geldiğinizde, sizin tüm iş gündeminize hakim olan işlerinizi özetleyen, yapılacaklar listesi çıkartan, e-postalarınızı önceliklendiren ve hatta bunların bazılarını yapmak için hazır olan, sadece onayınızı bekleyen bir yapay zeka asistanınız olduğunu hayal edin. Kulağa harika gelmiyor mu?
Evet geliyor ve çok yakında tam olarak bunu yaşayacağız. Kullandığımız tüm cihazlar birbiri ile bağlı ve yapay genel zeka tarafından senkronize olacak! Sadece yapay zeka değil, hayatımıza daha bir de “yapay genel zeka” girecek. Ve yine yakın zamanda finans, muhasebe, müşteri hizmetleri, lojistik, perakende yönetimi, insan kaynakları gibi birçok sektörde AI, destekleyici bir teknoloji değil; karar verici bir aktör olacak.

Örneğin, büyük perakende zincirlerinde satın alma ve stok yönetimi süreçleri yapay zeka algoritmalarıyla optimize ediliyor; bu da eskiden büyük ekiplerin uzun uğraşlar ile yaptığı analizleri birkaç saniyeye (mecazi değil, gerçek anlamda birkaç saniye) indiriyor. Peki bu dönüşüm, çalışanlar için ne anlama geliyor? Yapay zeka ile birlikte bazı iş kolları küçülürken, veri analizi, stratejik düşünme ve yaratıcı çözümler sunabilen pozisyonlar giderek daha fazla önem kazanıyor.

Resim2

Örneğin, müşteri davranışlarını analiz eden bir perakende yöneticisi için yapay zeka kullanabilme kabiliyeti ve yapay zeka destekli sistemlerden gelen verileri doğru okuyabilme kabiliyeti “kritik bir yetkinlik” haline geliyor. Klasik “geleneksel yöneticilik” anlayışı yerini, teknolojiyi iyi kullanan, AI ile birlikte çalışabilen bir liderlik modeline bırakıyor.
Çok kesin bir şey var ki, artık iş dünyasında ilerlemek için artık sadece deneyim ve bilgi değil, AI ile iş birliği yapabilecek becerilere sahip olmak şart hale geldi. 

Şirketler, çalışanlarını bu dönüşüme adapte edebilmek için eğitim programlarına yönelirken, bireysel olarak da herkesin “benim işim AI ile nasıl daha verimli hale gelir?” sorusunu sorması her zamankinden daha önemli hale geliyor.

Peki ya işten çıktıktan sonra?
Peki hayatımızın diğer kısımlarında, yani işte çıktıktan sonra kendi kararlarımızı verdiğimiz anlarda – gerçekten kendi kararlarımızı mı veriyoruz? Yoksa AI bizi fark ettirmeden yönlendiriyor mu?

Kesinlikle bilmelisiniz ki sabah gözümüzü açtığımız andan itibaren yapay zeka destekli algoritmalar hayatımızı şekillendiriyor! Telefonunuzu elinize aldığınızda gördüğünüz haber akışı, Spotify’ın size sunduğu haftalık keşif listesi, Instagram’da önünüze düşen reklamlar ve tüm içerikler, YouTube’un size izlemeniz için tavsiye ettikleri ya da okuduğunuz haberler… Tüm bunlar, yapay zekanın sizin hakkınızda topladığı verilerle oluşturduğu size özel bir dünya. Bu, daha genel perspektiften bakıldığında; bizi bizim gibi insanlarla buluşturan bir derin-teknoloji ve buna yankı odaları diyoruz.

AI artık yalnızca öneri sunmuyor, kararlarımızı da etkiliyor. Örneğin, bir perakende markasının mobil uygulamasında ya da Instagram sayfasında incelediğiniz bir ürün, satın alıp almayacağınız fark etmeksizin anında bir dizi algoritma tarafından işleniyor. Hangi renkleri daha çok beğendiğiniz, hangi fiyat aralığında daha uzun süre vakit geçirdiğiniz, indirimli ürünlere mi yoksa yeni sezon koleksiyonlarına mı daha yatkın olduğunuz, işte bunların hepsi AI için bir veri seti! Bu bilgiler yüksek teknoloji kullanan pazarlama odaklı yazılımlar tarafından işleniyor ve ardından sosyal medya reklamlarınıza, e-posta bildirimlerinize, bilgisayar başında gördüğünüz reklamlara, telefon elinizde gördüğünüz reklamlara kadar dönüşüyor.

Resim3

Bu algoritmalar sadece alışveriş tercihlerinizi değil, sosyal hayatınızı da belirliyor. LinkedIn’de daha sık etkileşime girdiğiniz şirketler ve sektörel alanlar size farklı kariyer önerileri sunarken, Instagram Reels izleme geçmişiniz doğrultusunda AI algoritmaları size yine o kategorideki içerikleri öneriyor. Daha önce hiç ilgilenmediğiniz bir kategoriye denk gelme şansınız neredeyse sıfır, çünkü AI sizin geçmiş alışkanlıklarınıza sadık kalarak sizi bir döngüye sokuyor. Eğer spesifik olarak kendiniz gidip kendiniz aramazsanız listesindeki sonuçlar (bu her mecra için geçerli, restoran ararken de –film ararken de) hep önceki tercihlerinize göre size uygun olanlar oluyor.

İşin ilginç yanı, çoğu zaman yapay zekanın bize sunduğu konfor alanından çıkmak da istemiyoruz çünkü gerçekten bizi tanıyor ve hayatımızı daha kolay bir yer haline getiriyor. Kendi müzik listemizi oluşturmak yerine “haftalık keşif” listesine güveniyoruz, yeni bir marka aramak yerine bize önerilen ürünü satın alıyoruz, hatta haberleri bile bizim için filtrelenmiş şekilde tüketiyoruz. Yapay zeka bizi düşündüğümüzden daha iyi tanıyor ve belki de biz kendimizi ondan daha az tanıyoruz.

Peki tamam, yapay zeka zaten vardı – bugün daha fazla hayatımızda – yarın ise çok daha fazla şekilde hayatımızda olacak. Buraya kadar her şey net.

Geriye tek bir soru kalıyor; 

Biz bu değişime ne kadar hazırız?

İş dünyasında üretkenliği artırıyor, günlük yaşamda seçimlerimizi yönlendiriyor, hatta insan ilişkilerimizi bile şekillendiriyor. Ancak burada önemli olan, yapay zekanın sunduğu imkanları bilinçli bir şekilde kullanıp kullanmadığımız.

Resim4

Bu teknolojiyi bir tehdit olarak görenler, işlerin ve bireysel karar alma süreçlerinin AI’ye teslim edilmesinden endişe duyuyor. Öte yandan, yapay zekayı bir fırsat olarak görenler, onun insan yaratıcılığı ve stratejik düşünme becerileriyle birleştiğinde ortaya yepyeni iş modelleri, daha akıllıca hazırlanmış çıktılar ve kişiselleştirilmiş deneyimler çıkartacağını savunuyor. Gerçek şu ki, bu dönüşüm durdurulamaz. Ancak AI’yi kullanmayı öğrenenler, onu yönlendirenler ve ondan en iyi şekilde faydalananlar kesinlikle öne çıkacak.

Önümüzdeki dönemde, yapay zekayı doğru anlayan, veriyi etkin kullanabilen ve onunla birlikte çalışabilen bireyler rekabette avantaj sağlayacak. Peki ya geri kalanlar? Eğer bu dönüşümü göz ardı edersek, bir gün farkına varmadan sistemin şekillendirdiği bir dünyada, sadece tüketici konumuna düşebiliriz.

Seçim bizim: Hayatımızı yapay zeka ile yönetenler arasında mı olacağız, yoksa bu dönüşümün dışında mı kalacağız?