Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu’nun ‘Türkiye’de Yönetim Kurulunda Kadın Raporu’na göre 2024 yılında Borsa İstanbul’a (BIST) kayıtlı şirketlerin yönetim kurullarındaki kadın oranı %17,9’dan 18,7’ye yükseldi. Tüm BIST şirketlerinde yönetim kurulu başkanı kadın olan şirket sayısı 45’ten 50’ye, yönetim kurulunda yer alan kadın CEO sayısı da 23’ten 25’e çıktı. Düşük de olsa umut veren bu ilerlemeye rağmen, aynı rapora göre BIST şirketlerinin 191’inin yönetim kurulları hâlâ tamamıyla erkeklerden oluşuyor.
Bu durum sadece Türkiye’ye özgü sanmayın. Dünya da toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda iyi bir sınav vermiyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun her yıl yayımladığı ‘Küresel Cinsiyet Eşitsizliği 2024’ raporuna göre tam eşitlik için 134 yıla ihtiyaç var, yani o kadar yavaş bir ilerleme söz konusu. Ülke olarak bu raporda 146 ülke arasında 127. sırada yer alıyoruz.
Kadınlara biçilen toplumsal roller, ‘Şu meslekleri yapabilir, şunları yapamaz’ gibi kalıplaşmış yaklaşımlar, özellikle benim de içinde bulunduğum teknoloji sektöründe kendini fazlasıyla hissettiriyor. Teknoloji sektöründe kadın istihdamı yüzde 10’un altında. Bu rakam Ar-Ge’de, üretimde, yazılımda teknoloji üreten kadın sayısına bakıldığı yüzde 2’lere, 3’lere kadar düşüyor.
Kadınlar ‘teknolojiye uzak oldukları’ bahanesiyle pek çok işte geri planda tutuluyor hatta daha en başta eğitimleri buna göre şekilleniyor. Oysa nüfusun yarısını oluşturan kadınların hayatın her alanında eşit fırsatlara sahip olması hem bir hak hem de toplumsal ilerlemenin ön koşulu. Bu konuda ciddi bir zihinsel dönüşüme ihtiyacımız var. Hepimize önemli görevler düşüyor. Aile içinde başlayan yargıları kırmak, genç kızları özgüvenle büyütmek ve onları ‘her şeyi yapabilecekleri’ konusunda yüreklendirmek çok önemli. Kız çocuklarının fen, teknoloji, mühendislik ve matematik gibi STEM alanlarında eğitim almasını teşvik etmeli ve bu alanlarda onları desteklemeye devam etmeliyiz.
Teknosa olarak, Türkiye’nin en uzun soluklu kurumsal sosyal sorumluluk projelerinden biri olan ‘Kadın için Teknoloji’ eğitimleriyle topluma fayda sağlamaya devam ediyoruz. 18 yılda 35 bin kadının hayatına dokunduğumuz ve büyük bir kararlılıkla sürdürdüğümüz projemizin kadınların dijital dünyaya adaptasyonundaki işlevini etki analiziyle de ortaya koyduk. Son 3 yılda yaptığımız her 1 TL’lik yatırımın 4,16 TL değerinde sosyal fayda yarattığını belirledik. Benzer projelere göre, yüksek bir değer yaratmaktan gurur duyuyoruz.
‘Teknoloji erkek işidir’ algısını yıkmak için çalışmalar yürütürken, ben de bir kadın yönetici olarak bu konuda çeşitli projelerde aktif olarak katılıyorum. Kadınların iş dünyasında özellikle yönetim kurulu seviyesinde daha aktif rol almasını desteklemek amacıyla kurulan Yönetim Kurulunda Kadın Derneği’nin ilk menti’lerindenim ve derneğin yaptığı çalışmalara destek veriyorum. Yine ülkemizde toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için çalışmalar yürüten Yenidenbiz, Yanındayız Derneği gibi önemli oluşumlarda da aktif rol oynuyorum.
Kadın ve erkek eşitliği, bir ‘seçenek’ değil, daha iyi bir geleceğin ön koşulu. Toplumsal hayatın ve ekonominin her alanında kadınların gerçek potansiyelini ortaya çıkarabilmek için güçlü bir irade ortaya koymamız gerekiyor. Ben hem şirketim adına hem de şahsi olarak eğitimde ve çalışma hayatında fırsat eşitliği için her zaman çalışmaya ve topluma katkı sağlamaya devam edeceğim.