320 bini aşkın çalışanıyla Türkiye’nin en büyük hizmet alanlarından birini oluşturan özel güvenlik hizmetleri, 26 Haziran Özel Güvenlik Günü ve Haftası vesilesiyle yeniden gündeme geliyor. Bu önemli hafta sebebiyle açıklamalarda bulunan Tepe Savunma Genel Müdürü Sertaç Yumun, sektörde hukuki çerçeveden eğitime, teknolojiden kadın istihdamına kadar uzanan çok yönlü bir dönüşüm ihtiyacına işaret ederek, güvenliğin sürdürülebilirliği için bütüncül politikalar geliştirilmesi gerektiğini vurguladı.
Kamusal alanlardan özel işletmelere kadar geniş bir alanda hizmet sunan özel güvenlik çalışanları, Türkiye genelinde güvenliğin sürekliliğini sağlayan görünmez bir gücü temsil ediyor. 26 Haziran Özel Güvenlik Günü ve Haftası ise, bu önemli görevi üstlenen çalışanlara dikkat çekmenin yanı sıra, özel güvenliğin geleceğine dair yapısal ihtiyaçların da kamuoyuyla paylaşıldığı anlamlı bir farkındalık haftası niteliği taşıyor.
2004 yılında yürürlüğe giren 5188 sayılı yasa ile kurumsal temelleri atılan sektör, bugün itibarıyla hem kamu hem de özel sektörde güvenliğin sağlanmasında kritik rol oynuyor. Her yıl %3 ila %5 arası büyüyen özel güvenlik pazarı, istihdam yaratma kapasitesiyle de dikkat çekiyor. Sektörde çalışanların önemli bir kısmı, özel güvenlik hizmeti sağlayıcı firmalar aracılığıyla sahada aktif görev yapıyor.
“Kadın çalışanların sektörde fark yarattığını gözlemliyoruz”
Özel güvenlik sektöründeki dönüşümün bir diğer önemli boyutunu ise kadın güvenlik görevlilerinin sahadaki etkinliği olarak tanımlayan Sertaç Yumun, “Özellikle iletişimin, gözlem yeteneğinin ve kriz yönetiminin ön planda olduğu projelerde kadın çalışanlarımızın fark yarattığını net bir şekilde gözlemliyoruz. Bugün Tepe Savunma’daki kadın istihdam oranımız %15’e yaklaştı. Kadın çalışanlarımızın teknolojik sistemlere adaptasyonu, dikkat becerileri ve iletişim gücü sayesinde hem sahada hem de merkezde güçlü bir sinerji yakaladık. Kadın istihdamını artırmak için kadınların sektörde daha fazla yer almasını özendirici işbirliklerini destekliyoruz. Bizce güvenlik, artık yalnızca caydırıcılıkla değil; empatiyle, öngörüyle ve sistemli bir yaklaşımla sağlanıyor. Bu yapının merkezinde ise hem insan hem teknoloji birlikte yer alıyor” diyerek sözlerini tamamladı.
Kurum Sayfasına Git
