Site yönetiminde öngörülmeyen her risk, güvenlik açığına dönüşebilir
Toplu yaşam alanlarında yangın, teknik arıza, altyapı bozulmaları ve acil müdahale gerektiren durumlar, site yönetiminin yalnızca konfor değil, güvenlik ve insan hayatı açısından da kritik bir alan olduğunu ortaya koyuyor. Bu nedenle yapıların, riskleri önceden tespit eden, periyodik bakım ve kontrol süreçlerini titizlikle yürüten profesyonel ekiplerce yönetilmesi büyük önem taşıyor. Tepe Servis ise entegre hizmet modeli, OSGB destekli tatbikatlar, dijital takip sistemleri ve uzman kadrosuyla site yönetimini güvenlik temelli bir yapıya dönüştürüyor.
Toplu yaşam alanlarında artan riskler, site yönetiminin yalnızca aidat takibinden ibaret olmadığını her geçen gün daha net ortaya koyuyor. Yangın, teknik arıza, hijyen, altyapı bakımı ve acil müdahale gibi konular, profesyonel tesis yönetimi yaklaşımının önemini artırıyor. Tepe Servis, entegre hizmet anlayışıyla bu kritik alanlarda hem riskleri azaltmak hem de sürdürülebilir yaşam alanları oluşturmak adına önemli uyarılarda bulunuyor.
“Sadece yönetmek değil, öngörmek gerek”
Site yönetiminde dikkat edilmesi gereken noktalara ilişkin açıklamalarda bulunan Tepe Servis Genel Müdürü Sertay Sargın, “Modern site yönetimi, yalnızca temizlik, güvenlik ve bakım gibi operasyonel hizmetlerin organize edilmesinden ibaret değil; aynı zamanda olası afet ve acil durumlara karşı hazırlıklı olmayı gerektirir. Günümüzde bir yönetim yapısının değerini, kriz anlarında ne kadar hızlı ve etkili hareket edebildiği belirliyor. Bu da ancak önceden planlanmış, denetlenmiş ve kayıt altına alınmış sistemlerle mümkündür. Bu kapsamda, yapıya ait tüm sistem ve ekipmanların envanterini oluşturuyor; elektrik, mekanik ve inşai sistemlerin günlük, haftalık ve aylık olarak periyodik kontrollerini uzman ekiplerle gerçekleştiriyoruz. Böylece arıza gerçekleşmeden önce tespit ediyor, hızlı müdahale imkânı sağlıyoruz. Tüm bu kritik unsurları entegre bir yönetim modeliyle ele alıyor, yaşam alanlarını yalnızca yönetmekle kalmıyor; riskleri öngörerek güvenli hale getiriyoruz” dedi.
“Yangın senaryoları tüm maliklerle birlikte test edilmeli”
Yangın tahliye sistemleri, jet fanlar, alarm sistemleri gibi yapıların düzenli kontrolüyle ilgili de değerlendirmede bulunan Sargın, bu sistemlerin yalnızca teknik değil aynı zamanda insan hayatı açısından kritik olduğunu belirterek şunları söyledi: “Yangın senaryoları belirli periyotlarla, yalnızca yönetim ekipleriyle değil, tüm maliklerin katılımıyla test edilmeli. Bu testlerde hangi sistemlerin devreye girdiği, hangilerinin çıktığı detaylı biçimde kontrol edilir. Jet fanlar duman tahliyesi için hayati rol üstlenirken, alarm sistemleri senaryoya göre devreye girer. Tüm katlarda görülebilir tahliye planları olmalı, her malik bu plana göre hareket edebilmelidir. Bu süreçlerin OSGB ekipleriyle ve ilgili mevzuatlara uygun biçimde gerçekleştirilmesi gereklidir.”
“Türkiye genelindeki 14.000’e yakın çalışanımızla her lokasyonun ihtiyaçlarına özel çözümler geliştiriyoruz”
Profesyonel bir site yönetiminin yalnızca konfor değil, doğrudan insan hayatı ile ilgili olduğunu belirten Sertay Sargın, şu ifadeleri kullandı: “Yapılar statik gibi görünse de aslında dinamik birer sistemdir; her dış etkiye tepki verirler. Bu nedenle yapı analizleri ve risk değerlendirmeleri uzman ekiplerimiz tarafından gerçekleştiriliyor. Türkiye genelindeki 14.000’e yakın çalışanımızla, sahada ihtiyaçlara özel çözümler geliştiriyoruz. Gerçek zamanlı iş takip sistemlerimiz, 7/24 çağrı merkezimiz ve Tepe Akademi bünyesindeki sürekli eğitim programlarımız sayesinde tüm süreçleri kontrol altında tutuyoruz. Ayrıca tüm hizmetleri —teknik bakım, güvenlik, temizlik, ilaçlama, peyzaj, mali ve muhasebesel hizmetler, iş sağlığı ve güvenliği gibi— tek elden, entegre biçimde sunarak aksama riskini ortadan kaldırıyoruz.”
“Doğru yönetilmeyen risk, tehdide dönüşür”
Site yönetimindeki en büyük riskin, riskin varlığını göz ardı etmek olduğuna dikkat çeken Sargın, “Eksik ya da hatalı yönetilen bakım süreçleri insan hayatına, yapısal hasarlara, yüksek mali kayıplara ve ciddi hukuki sonuçlara yol açabilir. Psikolojik açıdan da güven algısı zedelenir. Bu yüzden yalnızca riskleri önlemek için değil, sistemlerin sağlıklı çalışmasını sağlamak ve yapının ömrünü uzatmak için profesyonel yönetim firmalarıyla çalışılmalı. Çünkü doğru yönetilmeyen risk, bir süre sonra tehdide dönüşür” dedi.
Yasal yükümlülüklerin de altını çizen Sargın, “Yangın sistemlerine ilişkin bakım belgeleri, yıllık sözleşmeler ve kalibrasyon raporları gibi belgeler yalnızca denetim için değil, acil durumda doğrudan sorulacak evraklardır. Bu belgelerin eksikliği halinde hem yönetim kurulları hem de yönetim firmaları hukuki açıdan sorumlu olur; tüm maddi ve manevi tazminatlarla karşı karşıya kalabilir. Bu nedenle, uzman firmalar tarafından düzenli kontroller yapılmalı, akredite kuruluşlarla kalibrasyon işlemleri sürdürülmelidir” ifadelerini kullandı.
“Yeni nesil teknolojiler sayesinde daha hızlı ve güvenli müdahale mümkün”
Toplu yaşam alanlarında yalnızca günlük ihtiyaçlara cevap vermenin yeterli olmadığını, riskleri önceden öngören, denetleyen ve yöneten bir yapıya sahip olunması gerektiğini vurgulayan Sargın, “Site yönetimi bir hizmet değil, aslında bir güvenlik sistemidir. Olası bir yangın ya da acil tahliye durumunda hazırlıksız bir yapı sadece konforu değil, doğrudan insan hayatını riske atar. Bu bilinçle, entegre tesis yönetimi anlayışımızla her süreci profesyonel kadromuzla tek elden yönetiyoruz. Gerçek zamanlı takip sistemleri ve uzmanlığımızla yaşam alanlarını daha güvenli, sürdürülebilir ve sağlıklı hale getiriyoruz” dedi.
Son olarak gelişen teknolojilerin sağladığı avantajlara değinen Sargın, “IoT, sensör sistemleri ve uzaktan izleme teknolojileri sayesinde arızaları anlık olarak tespit ediyor; insan hatasını en aza indiriyoruz. Bu sistemler, yüzlerce personelin manuel olarak kontrol edeceği süreçleri merkezi ve dijital bir altyapıyla yönetmemizi sağlıyor. Böylece yalnızca verimliliği artırmakla kalmıyor; aynı zamanda olay öncesinde önlem alarak büyük sorunları daha oluşmadan engelleyebiliyoruz” dedi.
