Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2025 yılının ikinci çeyrek büyüme rakamlarını açıkladı. Verilere göre Türkiye ekonomisi yüzde 4,8 büyüdü, kişi başına düşen milli gelir ise 17 bin 174 dolara (yaklaşık 704 bin lira) yükseldi. TÜİK’in sunduğu tabloya göre Türkiye, kağıt üzerinde zenginleşti. Ancak halkın mutfağına yansıyan tablo bambaşka.
Kağıt üzerinde zengin, mutfakta yoksul
Resmi veriler Türkiye’nin büyüdüğünü söylerken, milyonlarca vatandaş temel ihtiyaçlarını dahi karşılamakta zorlanıyor. Emekliler et, meyve ve sebze tüketimini unuturken, 22 bin liralık asgari ücret büyük şehirlerde bir evin kirasını bile karşılamıyor. Yüksek enflasyon karşısında maaşlar erirken, TÜİK’in açıkladığı kişi başına düşen gelir rakamı geniş kesimlere yansımıyor.
Ekonomide pembe tablo tartışması
Uzmanlara göre büyüme verilerinin “pozitif” görünmesinde enflasyonun hesaplama yöntemleri ve döviz kurunun baskılanmasının etkisi büyük. Doların yapay olarak düşük tutulması, kişi başına düşen geliri kâğıt üzerinde yüksek gösteriyor. Ancak aynı zamanda vatandaşın alım gücü hızla düşüyor. Pazarda, markette ve faturalarda yaşanan artışlar halkın hissettiği ekonomik gerçeği ortaya koyuyor.
Çelişkili tablo
Bir yandan Türkiye’nin “zenginleştiği” vurgusu yapılırken, diğer yandan sosyal yardıma başvuranların sayısı artıyor. Kredi kartı borçları ve tüketici kredileri tarihi seviyelere ulaşmış durumda. Bu da resmi büyüme ile vatandaşın yaşadığı ekonomik gerçeklik arasındaki uçurumu gözler önüne seriyor.
Sonuç
TÜİK’in açıkladığı yüzde 4,8 büyüme ve 17 bin doları aşan kişi başına gelir rakamı, toplumun geniş kesimlerinde karşılık bulmuyor. Halk, artan gıda fiyatları, kira yükü ve geçim sıkıntısıyla mücadele ederken, kağıt üzerindeki refah artışı günlük hayatta bir karşılık yaratmıyor.