Ali Efendi Kahve Kurucusu Burak Gedik, geleneksel coffee shop anlayışına alternatif olarak geliştirdikleri “Yeni Nesil Franchise” modeliyle, yatırımcılara düşük maliyetli ancak yüksek verimli bir iş modeli sunduklarını açıkladı. Gedik, markanın üçüncü nesil kahvecilik prensiplerini benimserken kendilerini bu tanımın içine sıkıştırmadıklarını; amaçlarının iyi kahveyi doğru profillerle sunmak olduğunu vurguladı. Türk kahvesini yumuşak içimli profillerle yeniden yorumladıklarını belirten Gedik, aynı zamanda dünya kahvelerini de aynı titizlikle hazırlayarak geniş bir deneyim sunduklarını ifade etti.
Ali Efendi Kahve’nin “Yeni Nesil Franchise” modelini geleneksel franchise sistemlerinden ayıran özellikler nelerdir?
Ali Efendi Kahve’nin “Yeni Nesil Franchise” modeli aslında geleneksel coffee shop anlayışına alternatif olarak geliştirildi. Kimi lokasyonlarda tatlı dolabı ve unlu mamuller olacak, kimi lokasyonlarda ise daha çok “al–geç” konseptiyle hızlı servis ön plana çıkacak. Bizim önceliğimiz, insanların havadar bir ortamda kahvelerini keyifle içip kısa sürede ayrılabilecekleri pratik ve verimli alanlar yaratmak. Satış raporlarımız da bunu doğruluyor; içecekler her zaman yiyeceklerin önünde geliyor. Bu nedenle düşük yatırımla, içecek ağırlıklı bir menüye sahip, verimi yüksek konseptler tasarlıyoruz. Ancak düşük yatırım maliyeti derken ekipman kalitesi ya da mimari tasarımdan taviz vermiyoruz. Minimal bir mimari anlayışla, yüksek kaliteli ekipman ve özenli mobilya tercihleriyle yatırımcıya güçlü bir marka deneyimi sunuyoruz.
2025 sonunda 8 şube ve 42 milyon TL ciro hedefiniz var. Bu hedeflere ulaşmak için nasıl bir yol haritası izliyorsunuz?
Şu anda hedeflerimizin yaklaşık %70’ine ulaşmış durumdayız. Çünkü biz yalnızca kahve mağazası işletmiyoruz; aynı zamanda kahve kavuran ve paket satışı arttırmaya çalışan bir şirket olarak, birçok kuruma da kahve tedariği sağlıyoruz. 2025’in son çeyreğinde açmayı planladığımız 4 yeni mağazayla birlikte bu hedefin kalan kısmını da tamamlayabileceğimize inanıyoruz.
Türk kahvesini üçüncü nesil kahvecilik anlayışıyla birleştirmeniz tüketici tarafından nasıl karşılandı? Kendi kavurma profillerinizle işlediğiniz çekirdekler markanıza nasıl bir farklılık katıyor?
Üçüncü nesil kahvecilik, kahveye sadece bir içecek olarak değil, menşei ve üretim koşullarıyla bir zanaat gözüyle yaklaşan bir anlayış. Çekirdeğin hangi çiftlikten geldiği, nasıl işlendiği, kavurma profili ve tat notaları ön plana çıkarılıyor; V60, Chemex gibi özel demleme yöntemleriyle şeffaf ve bilinçli bir deneyim sunuluyor. Biz Ali Efendi Kahve olarak üçüncü nesil kahve şirketlerinin uyguladığı prosedürlerin neredeyse tamamını hayata geçiriyoruz. Ancak kendimizi bu tanımın içine sıkıştırmak istemiyoruz. Bizim iddiamız basit: taze hasat kahveleri doğru profillerle kavurup taze bir şekilde sunmak. Yani “üçüncü nesil” etiketinden çok, iyi bir kahve şirketi olmak için çalışıyoruz. Türk kahvesi Türkiye’de genellikle acı tatla özdeşleşmiş durumda. Biz ise onu yakmadan, orta kavrumla hazırlıyor ve yumuşak bir tat profili ortaya çıkarıyoruz. Bu yaklaşımımız sayesinde hem tüketicilerin güvenini kazanıyor hem de rakiplerimizden ayrışıyoruz. Bunun yanında, benzer prensipleri uygulayan şirketlerle de sağlıklı bir rekabetin içindeyiz. Bu rekabeti biz, markamızı daha ileriye taşıyan bir motivasyon olarak görüyoruz.
Ali Efendi Kahve olarak Türk kahvesi kültürünü modern sunumlarla geniş kitlelere ulaştırmak adına nasıl bir vizyon benimsiyorsunuz?
Ali Efendi Kahve olarak Türk kahvesi bizim için her zaman birinci önceliktir; çünkü bu toprakların en köklü kültürüdür. Ancak biz sadece bununla sınırlı kalmak istemiyoruz. Dünyanın farklı bölgelerinden nitelikli kahveler getiriyor, onları doğru profillerle kavuruyor ve müşterilerimize sunuyoruz. Yani biz hem Türk kahvesini modern sunumlarla yaşatan hem de dünya kahvelerini aynı titizlikle hazırlayan bir kahve şirketiyiz. Bizim yaklaşımımız müşteriye yön vermek değil; müşterinin neyi sevdiğini doğru anlamak. Türk kahvesini tercih edenlere yumuşak, keyifli bir içim sunuyoruz; filtre kahve veya espresso sevenlere de en iyi profillerle kavurduğumuz çekirdekleri servis ediyoruz. Böylece hem Türk kahvesi kültürünü koruyor hem de dünya kahvelerini kapsayan geniş bir deneyim sunuyoruz.
Franchise başvurusu yapmak isteyen girişimciler için süreç nasıl ilerliyor? Sizi tercih edecek yatırımcılara vermek istediğiniz en önemli mesaj nedir?
Franchise başvurusu yapmak isteyen girişimciler bize ulaştıktan sonra süreç lokasyon seçimiyle başlıyor. Doğru lokasyonun belirlenmesi, yatırımcı adayına markamızı ve işleyişimizi tanıtmak, mağaza konsepti ve operasyonel süreçleri paylaşmak bu aşamanın temel adımlarını oluşturuyor. Yatırımcı adaylarına vermek istediğimiz en önemli mesaj ise şu: Bir markanın değerini sadece tabelasında değil, arka planındaki mutfakta aramak gerekir. Ürün tedariğinde ve sürekliliğinde güvenilirlik, finansal yapının sağlamlığı ve operasyonel sürdürülebilirlik olmazsa, marka bir süre sonra yatırımcıya yük olmaya başlar. Biz Ali Efendi Kahve olarak kısa sürede güçlü bir sürdürülebilirlik modeli oluşturduk; kendi kahvemizi kavuruyor, tedarik zincirimizi güvence altına alıyor ve yatırımcıya uzun vadede güvenilir bir ortaklık sunuyoruz.
