Dünyadaki endüstriyel gelişim ve şehirleşme, günümüzde birçok farklı üretim modeli ve ürün ile çok önemli oranda çeşitlilik ve artış göstermekte. Bu artış ve çeşitlilik, endüstri devriminden bu yana lineer (doğrusal) ekonomi modeli sonucu hem çevre baskısı hem de kısıtlı kaynakların kullanımı nedeni ile çözüm ve yeni bir ekonomik model arayışı içerisine girdi. Bu arayış, son 50 yıldır küresel ölçekte toplumlarda çevre konusunda gözlenen hassasiyetle ve özellikle Döngüsel Ekonomi Modeli ile son 10 yıldır Avrupa Birliği öncülüğünde çalışmalarına hız vermekte.
Döngüsel Ekonomi kavramı temelde, tüm ekonomik faaliyetlerin doğrusal ve tek yönlü bir “üretim-tüketim-atık oluşumu” modelinden, “tekrar üretim-akıllı tüketim-yeniden üretim/geri dönüşüm” adımlarına geçişi ve sürdürülebilir iş akışının oluşturulması olarak tanımlanmakta. AB Döngüsel Ekonomi Eylem Planı çalışmalarının 2015 yılından bu yana gelişerek ve revize edilerek gelmesi birçok başlıkta somut eylemlerin yanı sıra ana yapı taşlarından biri olan 2050’ye kadar iklim nötr hedefine yönelik yol haritasının belirlenmesi olarak belirtilmekte. Döngüsel ekonomi modeli, mevcut doğal kaynak miktarı ile orantılı olarak kaynak yeterliliği ve iklim krizi etkilerinin en aza indirilmesi ilişkilerini, özellikle üretim süreçlerine uyarlaması olmakta.
20.Yüzyıl sonlarında konuşulmaya başlanılan bir başka önemli kavram ise, Sürdürülebilirlik ve Sürdürülebilir Kalkınma; önümüzdeki yüzyılların ihtiyaçlarını düşünerek, günümüz ihtiyaçlarını düşünen küresel uygulamayı ve gelişme hedeflerini sürdürülebilirlik üzerinden planlamasını ifade etmekte. Sürdürülebilirlik temel hedefi, çevreye zarar vermeyerek ve doğal kaynakları tamamen tüketmeyerek uzun vadeli bir ekolojik denge kurmak olarak görülebilir.
Yaygın olarak kullanılan bir başka tanımla “Gelecek nesillerim kendi ihtiyaçlarını karşılayabilme kabiliyetini tehlikeye atmadan günümüzüm ihtiyaçlarının karşılanması” sürdürülebilirliği açıklayabiliyor. Diğer taraftan ise ülkelerin iktisadi gelişimini ve sosyal alanlarda da farklılık göstermesini ifade etmekte. Endüstrinin ise günümüz dünyasında verimli üretime ek olarak çevre baskısını en aza indirecek organizasyon yapılarını, sürdürülebilir üretim anlayışına dönüştürmekteler. Yeşil dönüşüm olarak ifade edilen bu değişim, atıkların yönetiminde süre gelen yöntemlere ek olarak birçok farklı gelişmeyi de takip ederek bir dizi dönüşüm ve faaliyetleri kapsıyor.
Bu kavramlar ve faaliyet alanları sonucu kentsel atıklara ek olarak, tüm sanayi dalları için atıkların yönetimi önemli bir başka konu başlığı haline geliyor. Bu kavramlarda ortaklaşan, kritik noktada duran ve aslında her ülkenin kendi yaşam alışkanlıkları ile şekillenmiş Atık Yönetimi ve sistemleri karşımıza çıkıyor. Geri dönüşüm özet tanımı ise geri dönüştürülebilir, yeniden kazanılabilir atıkların
depolama sahalarına göndermeden veya bertaraf edilmeden, çeşitli geri dönüşüm yöntemleri ile ham madde olarak tekrar imalat süreçlerine kazandırılmasıdır. Bu bağlamda geri dönüşüm atık yönetiminin bir parçası olmakta. Atık yönetimi, çeşitli adımları içeren kapsamlı bir süreç ve bu süreç üst düzeyde “sıfır atık” yaklaşımı olarak ifade edilebilmekte.
Atık Yönetimi Yönetmeliği, “Atığın oluşumunun önlenmesi, kaynağında azaltılması, yeniden kullanılması, özelliğine ve türüne göre ayrılması, biriktirilmesi, toplanması, geçici depolanması, taşınması, ara depolanması, geri dönüşümü, enerji geri kazanımı dâhil geri kazanılması, bertarafı, bertaraf işlemleri sonrası izlenmesi, kontrolü ve denetimi faaliyetlerinin’’ tamamını Atık Yönetimi olarak tanımlıyor. Bu tanıma ek olarak, atık yönetimini temel olarak atık hiyerarşisi ile gösterebiliriz. Kısa açıklamasıyla Atık Yönetiminde hiyerarşi; atık önleme, yeniden kullanımı, geri dönüşüm, geri kazanım ve bertaraf adımlarından oluşmakta. Buna ek olarak Döngüsel Ekonomi ve Sürdürülebilirlik, atıkların ve hatta ürünlerin en yüksek değerde nasıl değerlendirileceği, atık azaltımı, tekrar düşünme, yeniden kullanım ve ileri dönüşüm gibi eklemelerle atık hiyerarşisi katmanlarının değişmesini ve genişlemesini sağladı. Bu genişleme ve yeni gelen kavramlar sonucu Atık Yönetiminin önemi artmaya devam etmiş, dünya genelinde birçok yasal düzenlemeye, regülasyona ve uygulamaya gerek duyulmuştur.
Ülkemizde, özellikle Avrupa Birliği düzenlemeleri ile çevre yönetiminde birçok mevzuat uygulamaya konulmuş, sürekli revize ve eklemelerle günümüze kadar geliştirilmeye çalışılmıştır. Mevzuat çalışmalarında ekonomik değerleri, geniş paydaş alanı ve yaratmış olduğu hacim nedeni ile Atıklar ve Atık Yönetimi ayrı bir alan kazanmış durumda. Atıkların ortaya çıktığı kaynaklarının ve çeşitlerinin fazlalığı ile mevzuat ve saha uygulamalarının optimum düzeyde gelişim göstermesi günümüzde son derece önem kazanmış durumda. Önümüzdeki dönem Döngüsel Ekonomi modeli, Sürdürülebilirlik ve Yeşil Dönüşüm gibi strateji ve uygulamaların ekonomi ve ticarete etkisiyle atık yönetiminin çok daha önemli hale geleceği kurumsal paydaşlar tarafından da bilinmekte. Bu noktada Atık Yönetiminin geliştirilmesi ve kurumsal dönüşümü, ürünlerin tasarımında ve üretim süreçlerinde de karşımıza çıkacağı gerçeğini, Eko Tasarım, Zorunlu Geri Dönüştürülmüş İçerik Kullanımı ve İzlenmesi, Dijital Ürün Pasaportu benzeri düzenlemeler ile de görebiliyoruz. Ancak değişmeyen en önemli süreç, Atık yönetimini geliştirme zorunluluğu ve bütünsel bakış açısıyla değerlendirmek gerekliliği diyebiliriz.
Bütünsel Atık Yönetiminin, atık hiyerarşisindeki değişim ve gelişimi dikkate alınarak, tüm atık türlerini, kurumsallaşmayı, yerelleşmeyi ve dijital gelişimi ön plana alması gerektiği vurgulanabilir. Bütünsel bakış açısında, ana sanayinin üretim teknolojilerine ek olarak geri dönüştürülmüş içerik kullanma
zorunluluklarının birçok AB mevzuatı ile revize edilmesi, atıkların en sağlıklı sistemlerle, kurumsal alt yapıları ve ölçülebilirlikleri belirtilir olarak erişimi önemli birer zorunluluk. Sanayinin yanında tüketici alışkanlıklarını bütünsel yaklaşımın içerisinde geliştirirken, yeni kavramlardaki rolünü topyekûn geliştirmesi gerekliliği görülüyor. Bütünsel yapıda atıkların kurumsal alt yapılarla yönetilmesi, izlenebilirlik ve görev biçilen tüm paydaşların ekonomiye en yüksek oranda katılımıyla değer katması gerekiyor. Paydaşların; Ana Sanayiden – Atık ve Geri Dönüşüm sektörüne, Yerel Yönetimlerden – Tüketiciye kadar çeşitliliğinin yanı sıra atık türleri; ambalaj atıklarından- tekstil atıklarına, çevre etkilerinin yanında insan sağlığına etkileri de olan özel atıklardan- tehlikeli atıklara, bütünsellik ve sürdürülebilirlik ile ilişkilendirildiğini görebiliyoruz. Bütünsel bakış açısıyla sadece geri dönüşüm sürecindeki geleneksel yönetmelerin yanı sıra mevcut en iyi tekniklerle gelişim göstermesi, bu süreçlerin teşvikler ve sürdürülebilir finansman modelleriyle belirlenmesi ve hatta ölçme-değerlendirmenin önemini vurgulamamız gerekli.
Küresel marka ve üreticilerin yanı sıra ülkemizdeki kurumsal firmaların da sürdürülebilirlik hedeflerini açıklamakta ya da güncelleyerek hedeflerini genişletmekte. Bu genişlemede de atık yönetimi önemli bir faaliyet alanı olarak gösterilmekte. Yerel yönetimlerin çalışmalarına ek olarak tüketici ve perakende sektörünün de bu değer zincirinde yer alması, atıkların kaynağında ve karbon ayak izi en düşük modellerle yönetimi, yukarıda belirtiğimiz eko tasarımdan ve zorunlu kullanım içeriğine kadar ama en çok da çevre ayak izini en aza indirmek için çok değerli.
Bu açıklamalar ışığında, atıkların ‘’Stratejik Ham Madde’’ olarak ifade edilmesini ve Ana Sanayinin ihtiyacı olan geri dönüştürülmüş içerik kullanım zorunluluğunun önemli bir dönüm noktası olduğu vurgusunu da yapabiliriz. Tekrarlamak gerekirse, Atık yönetimi ekosistemi içerisinde, aksayan birçok alandaki çalışmaların yeniden ele alınmasının ve bütünsel, ölçülebilir, hesap verilebilir ve kurumsal sistemlerin önemini vurgulayabiliriz.
Bu ilk yazımız sonrası, atık türlerini ve atıkların verimli yönetimi için finansman-ekonomik modelleri, farklı enstrümanları ve beklenen regülasyonları atık türlerine bağlı ayrı ayrı ele almaya çalışacağız. Bu ekosistemin iyileştirilmesi ve gerekliliklerini detaylı olarak ele alacağımız yazı dizisi fırsatı için Perakende.org ailesine çok teşekkür ederim.
Mayıs 2025, Murat Körük