Alışveriş merkezleri ile perakende markaları arasındaki ciro kirası gerilimi, sektörün gündemini sarsmaya devam ediyor. Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği (AYD) ile Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) arasında yaşanan açıklama savaşları, perakende sektöründe yeni bir krize işaret ediyor.
AYD’nin İddiası: Satışlar Bilinçli Olarak Düşük Gösteriliyor
AYD Başkanı Nuri Şapkacı’nın gündeme taşıdığı iddialar, perakende markaları açısından oldukça ağır. Şapkacı, ciro kirası ödememek için bazı markaların satışlarını olduğundan düşük gösterdiğini belirtti. Şapkacı’nın açıklamasına göre, yaklaşık her 10 markadan biri bu yöntemi uygulayarak AVM’lerin kira gelirlerini olumsuz etkiliyor.
“Bu tür uygulamalar sadece yatırımcıları değil, kamu gelirlerini de doğrudan etkileyebilir.” – Nuri Şapkacı
Bu açıklama, alışveriş merkezi yatırımcıları açısından ciddi bir sorun olarak görülüyor. Zira ciroya dayalı kira modeli, yatırımcıların getirisini doğrudan etkileyen bir yöntem.
BMD’den Sert Yanıt: Tüm Sektör Zan Altında Bırakılamaz
AYD cephesinden gelen suçlamalar karşısında sessiz kalmayan Birleşmiş Markalar Derneği (BMD), yaptığı yazılı açıklamayla iddiaları sert şekilde reddetti. BMD Yönetim Kurulu, alışveriş merkezlerinin sözleşmeler gereği perakendecileri denetleme yetkisine sahip olduğunu hatırlatarak, bu denetimlerin düzenli olarak yapıldığını vurguladı.
Ciro Kirası Sistemi Zaten Şeffaf
BMD açıklamasından öne çıkan bazı başlıklar şunlar:
-
AVM’ler sabit kira yanında ciroya dayalı kira da talep edebilir.
-
Sözleşme gereği AVM’ler, kiracıların satışlarını denetleyebilir.
-
AVM yönetimleri, kasa sistemlerine entegre olarak ciroları anlık görebilir.
-
Eğer %10 oranında sorunlu marka varsa, bu durum veriye dayandırılmalı ve kamuoyuyla paylaşılmalıdır.
“Bütün markaları zan altında bırakmak yerine, sorunlu olanlarla ilgili veriler paylaşılmalı. Ticari teamüllere uygun hareket edilmeli.”

Gerilimin Sektöre Etkisi Ne Olur?
Ciro kirası üzerinden yaşanan bu tartışmanın sektöre olan etkisi birkaç yönlü değerlendirilebilir:
Güven Zedelenmesi
AVM’lerle perakende markaları arasındaki güven ilişkisi, bu tür açıklamalarla zarar görebilir. Sektörün sürdürülebilirliği için şeffaflık ve iş birliği şart.
Yatırımcı ve Kiracı İlişkileri Zora Girebilir
Tarafların birbirini suçlaması, yeni yatırım projelerini ve kiralama süreçlerini yavaşlatabilir.
Tüketici Güveni de Etkilenebilir
Tüketiciler, markaların mali durumu ya da dürüstlüğü hakkında olumsuz bir algıya kapılabilir. Bu da doğrudan satışları etkileyebilir.
Ticaret Bakanlığı’nın Rolü ve Denetim Gerçekleri
BMD açıklamasında Ticaret Bakanlığı’nın 2024 yılında gerçekleştirdiği denetimlere de dikkat çekildi. 45 AVM’de yapılan incelemeler sonucunda 65 milyon TL tutarında “uygunsuzluk” cezası kesildiği vurgulandı.
Bu veriler, denetimlerin yalnızca markalar değil, AVM yönetimleri açısından da gerekli olduğunu gösteriyor. Yani, haksız ciro beyanı kadar fazla genel gider tahakkuku da sektörde önemli bir sorun.
Dövizle Kira Sorunu Hâlâ Hafızalarda
Bir diğer önemli başlık ise geçmişte yaşanan “dövizle kira” krizi. BMD’ye göre, bu süreçte perakendeciler, ortalama olarak %200 daha fazla kira ödemek zorunda kaldı. Bu durum hâlâ sektör hafızasında tazeliğini korurken, şimdi yeni bir tartışma olan ciro kirası üzerinden oluşan gerilim, “yapay kriz” olarak değerlendiriliyor.
Sektöre Yapıcı Çözüm Önerileri
Bu tür gerilimlerin çözümü için tarafların daha yapıcı ve veri odaklı yaklaşması büyük önem taşıyor. Öneriler şöyle sıralanabilir:
Şeffaf Denetim Mekanizmaları Geliştirilmeli
Ciro beyanlarının doğruluğu, bağımsız denetim firmalarıyla denetlenebilir hale getirilmeli.
Ortak Dijital Altyapı
AVM ve markaların entegre çalıştığı ortak bir dijital sistem ile anlık satış takibi mümkün hale getirilmeli.
Arabuluculuk Mekanizmaları Güçlendirilmeli
Taraflar arasında doğabilecek uyuşmazlıklar için sektörel arabuluculuk kurulları oluşturulmalı.