Tüketici alışkanlıkları radikal biçimde değişti. Artık bir müşteri, mağaza ya da online olsun, tüm kanallarda aynı deneyimi yaşamak istiyor. Üstelik bu beklenti yalnızca hız veya kolaylıkla sınırlı değil. Tutarlılık, kişiselleştirme, etkileşim ve duygusal bağ arayışı da bunun bir parçası. Bu beklenti, mağazaların deneyim merkezi olma özelliğini pekiştirip, dijital yetkinliklerle donatılmasını zorunlu kılıyor.
Günümüzde satın alma yolculuğu düz bir çizgide ilerlemiyor. Dijitalde başlıyor, mağazada devam ediyor, bazen tekrar dijitale dönüyor. PwC’nin bir araştırmasına göre, tüketicilerin %54’ü alışverişlerini mağazada tamamlarken, %40’ı online kanalları tercih ediyor. Bu nedenle mağazacılık anlayışı da ‘fijital’ dediğimiz bir yapıya evriliyor ve burada mağazaların rolü yeniden tanımlanıyor.
Mağazalar sadece ürün sunan alanlar değil, deneyimi başlatan, destekleyen ve pekiştiren ana merkezler oluyor. UnivDatos’un raporuna göre, 2023’te yaklaşık 84,94 milyar USD değerinde olan deneyim odaklı perakende pazarının 2032’ye kadar %14,02 büyümesi bekleniyor. Bu büyüme artırılmış gerçeklik, sanal gerçeklik ve yapay zeka gibi teknolojilerin mağaza deneyimlerine entegrasyonuyla destekleniyor. Akıllı ekranlar, QR kodlarla açılan ürün hikayeleri, yapay zeka ile desteklenen kişiselleştirilmiş öneri sistemlerinin yanı sıra pop-up mağazalar, interaktif sergiler ve sanal deneme kabinleri gibi yenilikçi formatlar, alışverişi benzersiz bir deneyime dönüştürüyor.
Biz de Teknosa’da deneyim odaklı bir yaklaşımla Türkiye genelindeki mağazalarımızı dijital konsepte dönüştürüyor, müşterilerimize çok daha dijital, yalın ve konforlu bir alışveriş deneyimi sunuyoruz. Ayrıca geçen yıl, ülkemizde sektörümüzün ilk yapay zeka destekli dijital satış danışmanı asistanı Bilge’yi de ekibimize dahil ettik. Bilge, satış ekiplerimizi kişisel ve mağaza performansı hakkında bilgilendiriyor, ay sonu tahminleri yapıyor, motive ediyor ve gelişim alanlarıyla ilgili tavsiyelerde bulunuyor. Bu sayede müşterilerimizin deneyimini daha konforlu, hızlı ve keyifli hale getirebiliyoruz.
Perakende sektöründe rekabet, ürün çeşitliliğinden çok müşteriye hissettirilen değer üzerinden şekilleniyor. Bu yüzden perakende markaları için asıl mesele, yalnızca dijitalleşmek değil, bunu insan odaklı bir deneyimle harmanlayabilmek. Geleceğin mağazacılığı da tam burada şekilleniyor. Teknolojiyle güçlenen, duyguyla bağ kuran, her kanalda aynı özeni taşıyan bütünsel bir müşteri deneyimi sunabilen markalar müşterilerin kalbine dokunup, geleceğe iz bırakabilecek.