Marka dünyası, SB Turkey tarafından Dayanıklı Toplum ve Sürdürülebilir Yaşam odağında, yarının markalarını bugünden inşa etme temasıyla hayata geçirdiği Brand-Led Culture Change (Marka Liderliğinde Kültürel Dönüşüm) konferansında buluştu. Konferansta, global konuşmacıların yanı sıra pazarlama, marka, iletişim ve sürdürülebilirlik profesyonelleri ve bağımsız uzmanlar Dayanıklı Toplum ve Sürdürülebilir Yaşam odağında gerçekleştirdikleri çalışmalardan örnekleri ve hedeflerini paylaştılar.
SB Turkey, markaların kültür değişimi ile ilgili çalışmaların artması, daha iyi yaşam için sürdürülebilir yaşam biçiminin giderek yaygınlaşması ve bu kapsamda marka stratejilerinin de değişmesiyle birlikte SB Turkey Brand-Led Culture Change (Marka Liderliğinde Kültürel Dönüşüm) Konferansı’nı marka dünyasının yoğun katılımıyla gerçekleştirdi. Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen konferansın, her yıl düzenlenmesi hedefleniyor.
Brand-Led Culture Change Konferansı 6 Şubat tarihinde yaşanan deprem felaketi sonrasında yeniden yapılanma ve ayağa kalkma döneminde ortak akıl ile iş birliklerinin geliştirilmesi ve dayanıklı toplum yaratmak ve sürdürülebilir yaşam odağında önemli bir misyon üstleniyor.
Konferansın açılış konuşmasını gerçekleştiren Sustainable Brands Turkey Ülke Direktörü Semra Sevinç 6 şubatta ülkece yaşanan deprem felaketinden sonra tüketicilerin markaların sosyal katkılarına daha fazla odaklandığını belirtirken, sürdürülebilir politikalar üreten markaların başarılı olduğunu ve bunun bir dönüşüm kültürüne dönüşmesi gerektiğini vurguladı. Sustainable Brands Turkey olarak markaların bu kültürü nasıl değiştirdiklerini ve değiştirebileceklerini tartışmak üzere Brand-Led Culture Change Konferansı’nı düzenlediklerini aktaran Sevinç, konferans ile bireylerin markaları tercih süreçlerinin nedenlerini anlamaya odaklandığını ifade etti.
Sustainable Brands Turkey Danışma Kurulu Üyesi ve Goodvertising Reklam Ajansı Kurucusu ve Kreatif Direktörü Thomas Kolster ise konuşmasında dünyanın güvenliğini istiyorsak herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini belirtirken, bunun için kültürel bir dönüşüm gerektiğini ve dünyanın geleceği için bu dönüşümü gerçekleştirmek üzere çok az zaman olduğunu vurguladı. Markaların harekete geçmesinin bu dönüşümün hızla gerçekleştirilmesinde önemli bir rolü olduğunu ifade eden Kolster, vatandaşların da markalardan daha fazlasını talep etmeleri gerektiğini aktardı. Kolster ayrıca markaların kültürel dönüşümü gerçekleştirebilmeleri için açık ve paylaşılan bir dönüşüm hedefi koymasının, bu doğrultuda bir rota belirlemelerinin, harekete geçerek dönüşümü herkese açık ve hazırlanan araçların ya da mekanizmaların erişilebilir olmasının önemine değindi.
Konferansta sürdürülebilir yaşam için birey davranışından, dayanıklı toplum için markaların önceliklerini güncellemeye, iletişim ile kültürü değiştirmekten, strateji ve taktikler ile büyük ölçekte davranış değişikliği sağlamaya kadar birçok konuda global konuşmacıların yanı sıra pazarlama, marka, iletişim ve sürdürülebilirlik profesyonelleri ve bağımsız uzmanlar gerçekleştirdikleri çalışmalardan örnekler ve geleceğe yönelik hedeflerini paylaştı.
Bu doğrultuda “Kültür Değişimi: Marka Liderliği ve Dayanıklı Toplum” başlıklı oturumda bir konuşma yapan PepsiCo Türkiye İçecek Kategorisi Kıdemli Pazarlama Direktörü Aslı Önder, bir kriz, bir felaket ya da bir sıkıntıyla baş edebilmek için önceden hazırlıklı ve dayanıklı olmak gerektiğini vurgulayarak “Profesyonel hayatta da çok fazla karşımıza çıkan “resilience” (dayanıklılık) aslında tam olarak da bu. Hayatı derinden etkileyen ve değiştiren zorluklara adapte olabilmek. Bunun için kurumları, şirketleri ve toplumu dönüştürürken markalarımız aracılığıyla da insanlara ilham vermemiz gerekiyor.” dedi.
“Evlerde İklim Elçisi Nasıl Yaratılır?” başlıklı panelde konuşan P&G Türkiye, Kafkasya ve Orta Asya Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Dr. Onur Yaprak ise “P&G olarak, her gün 5 milyar insanın yaşamına değer katmamızı sağlayan inovasyon gücümüzle sürdürülebilirlik odaklı ürünler geliştiriyoruz. Fairy ve Ariel markalarımızın kısa programda, soğuk suda bile etkili formülleri sayesinde günlük hayatımızda oluşturduğumuz karbon ayakizini önemli derecede düşürmek mümkün. “Ön yıkama yapma”, “kısa programa geç”, “soğuk suya geç” diyerek iklim dostu alışkanlıkların önünü açıyor ve kaynaklarımıza sahip çıkmanın önemini anlatıyoruz.” şeklinde konuştu.
Yöntem Araştırma Genel Müdürü Mehmet Aktulga ve Borusan Holding İnsan, İletişim ve Sürdürülebilirlik Grup Başkanı Nursel Ölmez Ateş’in konuşmacı olarak yer aldığı “Rejeneratif Liderlik: Bugünün Markaları İçin Paradigma Değişimi” başlıklı panelde ise markaların paradigma değişimi için yapması gerekenler konuşuldu. Sürdürülebilirlik yaklaşımlarında evrimi beklemek yerine devrim yapılması ve paradigmanın değiştirilmesi gerektiğini belirten Yöntem Araştırma Genel Müdürü Mehmet Aktulga “Bu da insanı tüketici değil kolektif bir toplumun bireyleri olarak görebilen markaların öncülüğünde ve özünü yalnızca doğanın rejeneratif felsefesinden alan, yerel kültür ile evrensel birikimi harmanlayabilen ve içselleştirilmiş bir sürdürülebilirlik kavramını yerleştirerek mümkün olacaktır.” dedi.
Paradigma değişimi için Borusan Otomotiv’in hayata geçirdiği çalışmaları anlatan BMW, MINI ve BMW Motorrad Genel Müdür Yardımcısı Can Mete Paker ise Borusan Otomotiv’in elektrikli mobilite yolculuğuna 2013’te Türkiye’ye getirdikleri BMW i3 ile başladıklarını belirterek, “İlerleyen yıllarda temsil ettiğimiz markalarımızın tamamen elektrikli ve hibrit modellerini dünya ile aynı anda müşterilerimizle buluşturarak bu alandaki kararlılığımızı gösterdik. Bu kararlılığımızın bir başka ifadesi olarak kendimize “Türkiye Otomotiv Sektörünün Elektrifikasyon Dönüşümünde Öncü Olmak” vizyonunu belirledik. Bu vizyon çerçevesinde kendimize önemli hedefler de koyduk. Bu hedefler doğrultusunda çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz.” şeklinde konuştu.
“Dayanıklı Toplum Seferberliği” başlığını taşıyan panel oturumunda ise katılımcılar 6 Şubat depreminden elde edilen öğrenileri katılımcılar ile paylaşırken, Boyner Büyük Mağazacılık Pazarlama ve Marka Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Nurçin Koçoğlu da Boyner olarak deprem felaketinin ardından bölgede gerçekleştirdikleri aktardı. Deprem felaketi sonrası; ‘Dayanıklı toplum yaratmak adına markaların, STK’ların ve kurumların seferberliği’ konusunda Boyner olarak Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu’nun Mor Yerleşke projesine dahil olduklarını belirten Koçoğlu, “Bu projeyle bölgenin köklü ve sürdürülebilir bir şekilde iyileşmesine ve dönüşümüne katkı sağlamak istiyoruz. Daha çok kişinin hayatına dokunabilmek adına burada bulunan herkesi projeye destek vermeye davet ediyorum. Bölgedeki kadınların, kırılgan grupların korunabilmesi, hayata yeniden güvenle karışabilmeleri için ihtiyaç duyulan desteği her fırsatta vurgulamaya, “Kadın İyileşirse, Dünya İyileşir” demeye devam edeceğiz.” dedi.
Bireylerin Davranış Değişimi için Marka Etkisi ve Dönüşüm Liderliği başlığıyla gerçekleşen oturumda ise Nippon Paint – Betek Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Arzu Uludağ Elazığ insanlığın en önemli ortak sorunu olarak iklim krizini gördüklerini belirtirken, dış cephe ısı yalıtımının iklim krizine karşı sunduğu önlemleri tüm paydaşlar nezdinde konuşmak ve farkındalık yaratmak için 20 yıldır platformlar oluşturduklarını ve desteklediklerini vurguladı. Bu süreçte Nippon Paint – Betek olarak bugünkü değeri 65 milyar TL olan doğalgaz tasarrufu ile ülke ekonomisine katkı sağladıklarını ifade eden Arzu Uludağ Elazığ, 28 milyon ton karbondioksit eşdeğeri sera gazı salımının da engellendiğini aktardı.
Aynı oturumda konuşan Banvit BRF CEO’su Tolga Gündüz ise bireylerin, dolayısıyla toplumun daha sürdürülebilir bir yaşam benimsemesi adına markaların da kendi içinde dönüşüm projelerini benimsemiş ve içselleştirmiş olmaları gerektiğini ve bu içselleştirmenin topluma doğru bir rol model olabilmek için önemine değindi.
“Tüketiciler ve Sürdürülebilir Yaşam ve Tüketim Davranışları: Araştırma Çıktıları ve Marka Uygulamaları” başlıklı panelin konuşmacıları arasında yer alan Loreal Kurumsal İlişkiler ve Etkileşim Direktörü İrem Karaoda ise “L’Oréal Grup’un varoluş amacı “Dünyayı Harekete Geçiren Güzelliği Yaratmak”, aslında dünyayı güzelleştirmek için değişimin itici gücü olmak. Amacımız güzelliği; sorumlu, kapsayıcı ve sürdürülebilir bir hale getirirken, günümüzün en acil çevresel ve sosyal zorluklarına ait sürdürülebilir çözümlerin bir parçası olabileceğimizi göstermek. Bu nedenle, L’Oréal Türkiye olarak stratejimizin kalbinde yer alan ‘Gelecek için L’Oréal’ sürdürülebilirlik programımız günlük hayatımızın ayrılmaz bir parçası olarak varlığını sürdürüyor.” şeklinde konuştu.
Brand-Led Culture Change Konferası dahilinde tüketicileri sürdürülebilirlik konusunda nasıl daha doğru bilinçlendireceğimizi ve yapılan çalışmaların niteliğini nasıl arttıracağımızı konuşmaktan, bu alanda markalarla birlikte fikir alışverişi yapmaktan mutluluk duyduğunu belirten Koroplast Pazarlama Direktörü Gülsün Mersin ise “Sadece kendi sektörümüzde değil farklı sektörlerde de konunun ele alınış biçimini öğrenmenin hem bizim hem de tüketiciler nezdinde gelecek planlarımızı oluştururken oldukça faydalı olacağına inanıyorum. Önümüzde gideceğimiz daha çok yol var ve birlikte olduğumuzda hayal ettiğimiz yaşanılabilir bir dünya çok daha kolaylaşacak” dedi.
Konferansta alanında uzman birçok kanaat önderi konuşmacı olarak yer alırken, Goodvertising Agency Founder & Creative Director Thomas Kolster, Delft Teknoloji Üniversitesi Profesörlerinden Ruth Mugge, Trendwatching Trend Analisti Robbie Hodges , The Reinvention Kurucusu Dr. Nadya Zhexembayeva, SB Brands For Good Turkey Başkan Yardımcısı Aysun Şabanlı, FutureBright Group Kurucu Ortağı Akan Abdula, Deeper Yönetici Ortağı İhsan Özçıtak, Marka ve İletişim Danışmanı & Eğitimci Ahmet Akın, AGokce Innovation & Marketing Consulting Marka Yaratıcısı & İnovasyon Stratejisti Alev Gökçe, Havas İstanbul CEO Cüneyt Devrim ve UNITE Edelman CEO’su Işıl Arıdağ’ın yanı sıra Psikiyatrist Yankı Yazgan ve oyuncu Müge Boz da konuşmacı ve panelist olarak yer aldı.