Küresel plastik üretimi, kullanım talebindeki artışla birlikte günümüzde yaklaşık 368 milyon tona ulaşmıştır. Önümüzdeki 20 yıl içerisinde plastik üretiminin iki katına çıkacağı tahmin edilmektedir. Mikroplastikler, daha büyük plastiklerin parçalanmasıyla oluşan, 1 μm-5 mm aralığındaki plastik parçalar, lifler, kalıntılar veya parçacıklardan oluşmaktadır. Mikroplastikler genel olarak iki gruba ayrılabilir. Birincil mikroplastikler, tüketici ve endüstriyel ürünlerde kullanılmak üzere tasarlanmış çevreye doğrudan salınan küçük plastik parçacıklardır. İkincil mikroplastikler, plastik poşetler ve şişeler gibi büyük plastik atıkların çevreye maruz kaldıklarında daha küçük plastik parçalara ayrışmasının bir sonucudur.
Son yıllarda mikroplastiklerin dağılımı ve miktarı atmosferde, karasal ortam ve su ortamında önemli ölçüde artmıştır. Doğadaki plastik birikiminin 2060 yılına kadar 155–265 milyon ton olacağı tahmin edilirken, bu ağırlığın %13,2’si mikroplastik olduğu düşünülmektedir. Mikroplastiklerin doğal ortamdaki yüksek dayanıklılıkları, plastik monomerleri ve katkı maddeleri/kimyasallar oluşturma konusundaki güçlü potansiyelleri ve diğer çevresel kirleticilere tutunma eğilimleri büyük endişelere yol açmaktadır. Günlük hayatımızda bulunan plastik malzemeleri kesme, yırtma veya bükme gibi basit işlemlerle bile yaklaşık 0,46-250 mikroplastik/cm boyutlarında mikroplastik malzeme üretilmesine neden olunmaktadır. Bu mikroplastik miktarı sertlik, kalınlık, anizotropi, plastik malzemelerin yoğunluğu ve mikroplastiklerin boyutu gibi koşullara bağlıdır.
Mikroplastiklerin insanlar için toksisite etkisi henüz kanıtlanmamış olsa da, yutma (Örneğin mikroplastik ile kirlenmiş deniz ürünlerinin tüketilmesi) veya soluma yoluyla vücudumuza girdiklerinde, potansiyel olarak bağışıklık sistemine zararlı etkisi olduğu düşünülmektedir. Bazı araştırmacılar, mikroplastik maddelerin bağışıklık fonksiyonunu zayıflatabileceğini, büyümeyi ve üremeyi engelleyebileceğini savunmaktadır.
Plastik tamamen geri dönüştürülemez, daha düşük kalitede yeniden üretilebilir ve sonunda geri dönüştürülemeyen bir atık maddesine dönüşmektedir. Dünyadaki plastiğin sadece %9’u gerçekten geri dönüştürülebilmektedir. Mikroplastikler asla tam anlamıyla bozulmadığı için okyanuslarda ve nehirlerde yağmura, içme suyuna ve hatta yiyeceğe kadar her yerde karşımıza çıkmaktadır.
Mikroplastik kirliliğin önlenmesi için cam ambalaj ürünleri tercih edilmeye başlanmıştır. Cam ambalajlı ürünler gözeneksiz ve geçirimsiz olduğu için nihai ürün ile etkileşimleri yoktur. Bu sebeple nihai ürün tat veya kokulardan etkilenmez ve ürünün daha uzun süre korumasını sağlar. Ayrıca herhangi bir toksik madde sızdırmadığı için plastik ambalajlı ürünler gibi diğer birçok seçeneğin de önüne geçmektedir. Bir araştırmaya göre ise, cam şişelerin (0,75 L), alüminyum kutulara ve PET şişelere (0,5 L) çevresel olarak eşdeğer olması için en az üç kez yeniden kullanılması gerekmektedir. Camın geri dönüşümü plastikten çok daha kolaydır. Kalite veya saflık kaybı olmadan sonsuz geri dönüştürülebilme özelliğine sahiptir. Karşımıza çıkan çoğu cam parçasının içinde bir miktar geri dönüştürülmüş malzeme bulunmaktadır. Cam her zaman ezilebilir ve yeni cam ürünlerinde yeniden kullanılabilir.