1995 yılında karar destek sistemleri geliştirme hedefiyle yola çıkan OBASE’in kuruluş hikâyesini, Türkiye’de veri odaklı perakende çözümlerinde nasıl öncü olduklarını, Ar-Ge merkezlerinin rolünü, yurt dışı açılımlarını ve geleceğe dair teknoloji vizyonlarını OBASE CEO’su Dr. Bülent Dal anlattı. Yapay zekâdan sürdürülebilirliğe uzanan bu yolculukta edindikleri deneyimleri ve sektöre kazandırdıkları yenilikleri açıkladı.
- 1995 yılında OBASE’yi kurarken nasıl bir vizyonla yola çıktınız? O dönemki teknoloji ortamına baktığınızda sizi en çok motive eden şey neydi? OBASE bugün, Türkiye’nin lider yazılım ve bilgi teknolojileri çözüm sağlayıcılarından biri. Bu başarıda sizce en kritik dönüm noktaları nelerdi?
1995 yılında OBASE’yi kurarken kurarken temel vizyonumuz, işletmelerin veriye dayalı karar alma yetkinliğini güçlendirmekti. Türkiye’de henüz analitik çözümlerin ve karar destek sistemlerinin çok sınırlı olduğu bir dönemde, bu alanda fark yaratmayı hedefledik. Teknolojiyi iş süreçlerine entegre ederek, kurumların operasyonel verimliliklerini artıracak altyapılar sunmak bizim için büyük bir motivasyon kaynağıydı. Sadece bir yazılım şirketi olmak değil, aynı zamanda sektörün dijital dönüşümüne yön veren bir çözüm ortağı olmayı amaçladık.
Kuruluşumuzdan itibaren özellikle perakende sektörüne odaklandık. 1995 yılında Türkiye’nin ilk perakendeye özel merkezi ve dağıtık tümleşik çalışan ilişkisel veri tabanı yönetim sistemini hayata geçirdik. Bu sistem, operasyonel süreçleri uçtan uca otomasyona geçiren ve operasyonla entegre çalışan bir karar destek altyapısı sunuyordu. 1997’de Türkiye’nin ilk veri ambarı ve elektronik raf etiketi projelerini uygulamaya aldık. Ardından, 1998 yılında Türkiye’nin önde gelen bir perakende zincirinin Rusya’daki mağazalaşma sürecinde yer alarak ilk uluslararası projemizi gerçekleştirdik.
Yine bu dönemde, Türkiye’nin ilk B2B uygulamalarından biri olan extranet BI çözümünü geliştirdik. Bu proje ile tedarikçi bazlı stok yönetimini mümkün kıldık ve iş ortakları arasında veri paylaşımını dijitalleştirdik. 2001 yılında Türkiye’nin ilk extranet perakende analitiği projesini hayata geçirdik ve böylece perakendenin dışına çıkarak telekomünikasyon, havayolu, finans, devlet, üretim, ilaç ve hizmet gibi sektörlere de çözüm sunmaya başladık.
Ayrıca Türkiye’nin ilk bilişim Ar-Ge merkezlerinden biri olarak 2012 yılında resmen Ar-Ge Merkezi statüsü kazandık. Ar-Ge Merkezimizde bugüne kadar veri bilimi, yapay zeka ve optimizasyona dayalı 20’nin üzerinde ürün geliştirdik. Bu Ar-Ge gücümüz sayesinde DW Appliance, büyük veri, bulut altyapıları gibi gelişen teknoloji alanlarına hızlı bir şekilde adapte olduk.
Bu uzun yolculukta bizi başarıya taşıyan en kritik dönüm noktaları; sektörel ihtiyaçları önceden öngörmemiz, özgün ve yerli çözümler geliştirmemiz, Ar-Ge’ye ve nitelikli insan kaynağına sürekli yatırım yapmamız ve her zaman iş ortaklarımızla birlikte büyümeyi odağımıza almamız oldu. Bugün OBASE Platform üzerinden perakende tedarik zincirinde uçtan uca talep odaklı işleyişi güçlendirmeye yönelik veri senkronizasyonu, tedarikçi stok ve kampanya yönetimi, GS1 entegrasyonu, Ürün Ana Veri Yönetimi, blok zincir tabanlı ürün izleme ve talep tahminleme sistemleri gibi pek çok çözüm sunuyoruz.
Elde ettiğimiz tüm başarılar sayesinde, bugün İstanbul ve Amerika Birleşik Devletleri’ndeki ofislerimizden, 200’ü aşkın uzman kadromuzla hem ulusal hem de uluslararası müşterilerimize hizmet veriyor; Borsa İstanbul’da “OBASE” koduyla işlem gören halka açık bir teknoloji şirketi olarak yolumuza devam ediyoruz.
- OBASE, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na bağlı AR-GE merkezi statüsüne sahip. Bu unvanın size sağladığı avantajlar neler? Şu anda üzerinde çalıştığınız dikkat çekici AR-GE projeleri var mı?
OBASE, T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan Ar-Ge merkezi onayı alan ilk yazılım şirketlerinden biri. Bu statüyü 2012 yılında aldık ve Ar-Ge faaliyetlerimizi daha kurumsal ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşturduk. İstanbul Ümraniye’de yer alan merkezimizde, yaklaşık 120 kişilik uzman kadromuzla bugüne kadar 160’tan fazla Ar-Ge projesi ve 19 ulusal destekli projeyi tamamladık. Bu projelerden 124’ü ürünleştirilerek doğrudan ticari çözümlerimize entegre edildi. 2025 yılı için Ar-Ge bütçemizi 450 milyon TL olarak planladık.
Geliştirdiğimiz projelerde özellikle dijital dönüşüm, öngörüsel modelleme, planlama, tahminleme, optimizasyon, veri madenciliği, ileri analitik, veri ambarı, IoT, mobil teknolojiler, yapay zeka, veri görselleştirme ve karar destek sistemlerine odaklanıyoruz. Son dönemde ise daha stratejik alanlara yöneldik. Bunların başında üretken yapay zeka, çok kanallı müşteri deneyimi, enerji verimliliği, sürdürülebilirlik ve tedarik zincirlerinde uçtan uca izlenebilirlik geliyor. Tüm bu inovatif yaklaşımları OBASE Platform üzerinden firmalara, kısa sürede uygulanabilir ve tekrarlanabilir yapılar olarak sunuyoruz. Ar-Ge merkezimiz, ulusal ve uluslararası pazarlarda rekabet gücümüzü besleyen en önemli yapı taşlarımızdan biri haline geldi.
- Akademik ve uluslararası ödüller kazanmış bir şirket olarak, inovasyonu sürdürülebilir kılmak adına nasıl bir kültür oluşturuyorsunuz?
İnovasyonu sürdürülebilir kılmak için OBASE olarak bütüncül bir yapı oluşturduk. Bu yapının temelinde sağlam bir finansal zemin oluşturmak yer alıyor. Nakit akışını etkin yönetiyor, borç-özkaynak dengesini koruyor ve kârlılığı uzun vadeli hedeflerle planlıyoruz. Finansal sürdürülebilirliğin üzerine inşa ettiğimiz ikinci güçlü katman ise yetenek yönetimi. Veri analitiği, yapay zeka ve optimizasyon gibi alanlarda uzmanlaşmış kadromuzun gelişimine sürekli yatırım yapıyoruz. İç eğitim programları, uluslararası partner iş birlikleri ve proje bazlı öğrenme metodolojileriyle OBASE içinde dinamik bir öğrenme kültürü yaratıyoruz.
İnovasyon kültürümüzün üçüncü ayağı ise Ar-Ge yatırımları. Yeni teknolojik gelişmeleri yakından izliyor ve bu gelişmeleri ürünlerimize entegre ederek pazara değer sunacak çözümler geliştiriyoruz. Yapay zeka, makine öğrenimi ve ileri analitik konularındaki Ar-Ge çalışmalarımızı hem yerel hem küresel ölçekte sürdürüyoruz. Ayrıca veri depolama, bulut hizmetleri ve yapay zeka gibi alanlarda ulusal ve uluslararası teknoloji firmalarıyla stratejik ortaklıklar kurarak çözümlerimizi sürekli zenginleştiriyoruz.
Tüm bu yaklaşımların sonucu olarak birçok prestijli ödül kazandık. Strategy World 2025’te “MEA İş Ortağı”, Strategy World Dubai 2024 “MEA bölgesi Yılın İş Ortağı” ve Strategy World 2024’te “Yılın İş Ortağı” seçildik. Ayrıca ISSIP (International Society for Service Innovation and Performance) tarafından SmartFind çözümümüzle “Üstün Başarı Ödülü”ne layık görüldük.
Bu ödüller, yalnızca teknoloji üretmedeki başarımızı değil, aynı zamanda inovasyonu kurumsal kültürümüzün ayrılmaz bir parçası haline getirdiğimizi de gösteriyor.
- Amerika ofisiniz ile global ölçekte de varlık gösteriyorsunuz. Uluslararası pazarda faaliyet göstermek, size nasıl bir perspektif kazandırdı? Türkiye’den çıkan bir yazılım şirketi olarak yurtdışında karşılaştığınız fırsatlar ve zorluklar neler oldu?
OBASE’in global yolculuğu 1998 yılında başladı. Türkiye’nin önde gelen market zincirlerinden birinin Rusya’daki mağazalaşma sürecinde ilk uluslararası yazılım projemizi gerçekleştirdik. Bugün Amerika Birleşik Devletleri’nde Virginia ve Kaliforniya olmak üzere iki ofisimiz bulunuyor. ABD pazarı, hem teknolojik gelişmeleri daha yakından takip edebilmek hem de kendi ürünlerimizi daha geniş bir pazara sunmak açısından bizim için stratejik bir bölge… Avrupa da büyüme hedeflerimiz arasında yer alıyor. Özellikle pazar araştırmaları, yerel uzmanlarla iş birlikleri, pilot uygulamalar ve etkinlik katılımlarıyla markamızı bu bölgelerde daha görünür hale getiriyoruz.
Uluslararası pazarda faaliyet göstermek, bize sadece yeni müşteriler kazandırmakla kalmadı; aynı zamanda farklı kültürlerin iş yapış biçimlerini, teknolojik beklentilerini ve regülasyonlarını tanıma fırsatı sundu. Bu da ürün geliştirme ve müşteri deneyimi yaklaşımlarımıza çok boyutlu bir perspektif kazandırdı.
Tabii bu süreçte bazı zorluklarla da karşılaştık. Her ülkenin farklı regülasyonları, dil ve iş kültürü farklılıkları, marka bilinirliği oluşturma süreci gibi konular ciddi planlama ve esneklik gerektirdi. Bu zorlukların üstesinden, yerel uzmanlarla kurduğumuz güçlü iş birlikleri sayesinde geldik. Küresel fuarlara katılıyor, sektör etkinliklerine sponsor oluyor ve her pazarın ihtiyaçlarına uygun özel ürün konumlandırmaları yapıyoruz.
Bugün OBASE çözümleri Türkiye’nin yanı sıra 20 farklı ülkede aktif olarak kullanılıyor. Müşteri portföyümüz perakende, hızlı tüketim ürünleri, telekom, sigorta, finans, sağlık, ulaşım ve lojistik gibi birçok sektörü kapsıyor.
Özellikle Strategy ve Microsoft ekosistemlerinde, perakende ve müşteri veri platformları alanında dünyanın önde gelen katma değerli iş ortakları arasındayız. Ortadoğu ve Afrika bölgesinde son iki yıldır “Yılın İş Ortağı” seçildik. Avrupa’nın en büyük perakende fuarlarından biri olan EuroCIS’te mağaza operasyonları ve envanter yönetimi çözümlerimizle üç kez “Yılın En İyi Kurumsal Çözümü” ödülünü kazandık. Tüm bu deneyimler, Türkiye’den çıkan bir yazılım şirketi olarak global ölçekte güçlü bir oyuncu haline gelmemizi sağladı.
- 200’ün üzerinde uzman kadroya liderlik ediyorsunuz. Bu yapıyı yönetirken ekip içi motivasyonu ve verimliliği nasıl sağlıyorsunuz? Sizce Türkiye’de yazılım ve teknoloji sektörü ne aşamada? Önümüzdeki 10 yıl içinde nasıl bir dönüşüm bekliyorsunuz?
OBASE olarak insan kaynakları politikalarımızın temelinde adalet, şeffaflık ve çalışan odaklılık yer alıyor. Çalışanlarımızın potansiyellerini en üst düzeye çıkarmalarını sağlamak, onların profesyonel gelişimlerini desteklemek ve yüksek motivasyonla çalıştıkları bir ortam yaratmak için çalışıyoruz. 2024 İK ajandamızda özellikle yetenek yönetimi, dijital dönüşüm ve çalışan deneyimini iyileştirme alanlarına odaklanıyoruz. Bu sayede hem yetenekli profesyonelleri OBASE’e kazandırmayı hem de mevcut ekip arkadaşlarımızın motivasyonunu ve verimliliğini artırmayı hedefliyoruz.
Çalışanlarımızın kariyer gelişimini desteklemek ve yetenekli profesyonelleri uzun vadede bünyemizde tutmak için çeşitli programlar sunuyoruz. Sürdürülebilir başarı için geleceğin liderlerine yatırım yapıyor; orta ve üst düzey yöneticilerimiz için ‘Başarı Yolu’ ve ‘Gelişen ve Geliştiren Liderlik’ gibi programlarla liderlik yetkinliklerini güçlendirmeyi amaçlıyoruz. Ayrıca, çalışanlarımızın fikirlerini toplamak ve değerlendirmek amacıyla Fikir Ağacı uygulamasını kullanıyoruz.
Bunların yanı sıra açık iletişim, takım çalışması ve sürekli öğrenmeyi kurum kültürümüzün temel değerleri olarak benimsiyoruz. Ayrımcılığın her türüne karşı duruyor, tüm çalışanlarımızın gelişimini destekleyerek çeşitlilik, kapsayıcılık ve eşitliği odağına alan İnsan Kaynakları politikaları uyguluyoruz. Yetkinliğe dayalı bir kültür inşa ediyor, herkes için fırsat eşitliğini temel alan bir çalışma ortamı sunuyoruz.
Çalışan bağlılığının en önemli göstergelerinden biri, ekibimizin %31,44,’inin 5 ila 27 yıl arasında değişen sürelerle OBASE bünyesinde görev yapmasıdır. Sektörümüzde bir rekor kabul edilen bu oran, şirketimizin yüksek çalışan memnuniyetinin bir sonucu…
Veri analitiği ve ileri analitik çözümler sunan bir yazılım firması olarak değerlendirdiğimizde, küresel ölçekte yapay zeka ve makine öğrenimi teknolojilerinin olgunlaşması, hizmet portfolyomuzu genişletmemizi sağlıyor. Bulut tabanlı çözümlere geçiş, müşterilerimize daha esnek ve ölçeklenebilir hizmetler sunmamıza olanak tanıyor. Genel olarak şirketler veri odaklı karar alma süreçlerine hızla geçiş yapıyor. Bu durum veri analitiği hizmetlerimize olan talebi artırıyor ve bizi sürekli yenilikçi çözümler geliştirmeye teşvik ediyor. Özellikle finans, perakende ve üretim sektörlerinde müşterilerimiz, rekabet avantajı sağlamak için derin analitik yeteneklerimize yöneliyorlar.
2023 yılına ait Bilişim 500 Şirketi Araştırma verilerine göre, Türkiye’nin önde gelen 500 bilişim firmasının toplam geliri 716 milyar TL’ye ulaştı ve bu rakam bir önceki yıla göre %93’lük bir büyüme gösterdi. OBASE olarak “Türkiye Merkezli Üreticiler” arasında; Yazılım kategorisinde 24. sırada, Veri Ambarı ve İş Zekası kategorisinde 3. Sırada yer almaktayız.