Skip to content Skip to footer

Sağlıklı bir gelecek için beslenme alışkanlıklarımızı gözden geçirelim

2024 yılında yayımlanan verilere göre, dünya genelinde 1 milyardan fazla kişi obezite ile mücadele ediyor. Obez kişilerin 880 milyonu yetişkinlerden, 159 milyonu ise çocuk ve ergenlerden oluşmaktadır. Uzmanlar, bu sayının 2035 yılına kadar 1,9 milyara ulaşabileceğini öngörüyor. Obezite, sadece bireylerin sağlığını tehdit eden bir sorun olmanın ötesinde, toplumlar ve sağlık sistemleri üzerinde de ciddi bir yük oluşturan küresel bir salgın haline gelmiştir.

Geleneksel sağlıklı beslenme tarzından uzaklaşarak fast food tüketiminin yaygınlaştığı günümüzde, yanlış beslenme alışkanlıkları, işlenmiş gıda tüketimi ve hareketsiz yaşam tarzı obezitenin temel nedenleri arasında yer almaktadır. 4 Mart Dünya Obezite Günü, bu küresel soruna dikkat çekmek ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarını teşvik etmeyi amaçlamaktadır.

Obezite, sadece bireylerin sağlığını değil, aynı zamanda ekonomik yapıları ve sağlık sistemlerini de etkileyen küresel bir halk sağlığı sorunudur. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, obezite küresel ekonomiye yıllık yaklaşık 2 trilyon dolarlık bir maliyet yüklemektedir. Bu maliyetin büyük bir kısmı, obeziteye bağlı hastalıkların tedavi giderleri ve iş gücü kayıplarından kaynaklanmaktadır. Obezite, kalp hastalıkları, diyabet, yüksek tansiyon ve kanser gibi ciddi sağlık sorunlarının temel risk faktörleri arasında yer almaktadır.

1990‘dan bu yana, dünya genelinde obezite oranları belirgin bir artış göstermiştir. Araştırmalar, özellikle çocuklarda görülen obezitenin çarpıcı bir şekilde arttığını gösteriyor. Dünyada 5-19 yaş arası 160 milyon obez çocuk var, ergenlik döneminde görülen obezite 1990‘dan bu yana dört katına yükselmiştir. Yetişkinlerde de  bu duruma benzer bir tablo söz konusudur. Kadınların, 2022 yılında ki obezite oranı yüzde 18,5, erkeklerin oranı ise yüzde 14 olarak kaydedilmiştir buda önceki verilere oranla bakıldığında kadınlarda yaklaşık 2,1 kat erkeklerde ise 2,9 kat artış olduğunu gözler önüne sermektedir.

OECD ülkeleri arasında Türkiye, obezite oranıyla en yüksek obeziteye sahip ikinci ülke konumundadır. Bu oran, sağlıklı beslenme ve aktif yaşam biçiminin önemini bir kez daha ortaya koymaktadır.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Sağlık Bakanlığı tarafından yayımlanan son Türkiye Sağlık Araştırması verilerine göre, 2022 yılında 15 yaş ve üzeri bireylerde obezite oranı yüzde 20,2 olarak kaydedilmiştir. Cinsiyete göre incelendiğinde, kadınların yüzde 23,6’sı obez, erkeklerde ise bu oran yüzde 16,8 belirlenmiştir.

Gıdanı Seç, Geleceğini Koru

Obezite görülme sıklığındaki artışın nedenleri, artan teknolojiyle birlikte kolaylaşan yaşam biçimine bağlı fiziksel aktivitede azalma ve modern yaşamdaki yanlış beslenme alışkanlıklarıdır.

Obeziteyle mücadelede beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesi büyük önem arz etmektedir. Sürdürülebilir beslenme; besleyici, güvenli, sağlıklı, düşük çevresel etkisi olan, yerel, kültürel, ulaşılabilir ve adil gıdaların tüketilmesi anlamına geliyor.

Araştırmalar, düşük glisemik indeksli bakliyat tüketiminin obezite riskini yüzde 30 oranında azaltabileceğini göstermektedir. Ek olarak lif, vitamin ve mineral açısından zengin olan bakliyatlar, kan şekerini dengeler, uzun süre tokluk hissi sağlar ve kilo kontrolünü destekler.

Reis Gıda olarak, obeziteyle mücadele ve sağlıklı beslenme konularında uzun yıllardır aktif çalışmalar yürütmekteyiz. 2009 yılında başlattığımız Geleneksel Lezzetler, Sağlıklı Nesiller kampanyamızla bu alanda öncü adımlar attık. Obezite sorunu devam eden küresel bir sorun olduğu için bizlerde bu mücadelemize devam ediyor ve “Obezite önlenebilir” diyoruz. Bu çabalarımız, pek çok ödüle layık görülmüş olup, 2014 yılında T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından verilen “Obezite ile Mücadele Ödülü” ile tescillenmiştir.

“Ev Yemeği Sofrada Hesap Ortada” projemizle doğru beslenmeyi teşvik ediyor, sağlıklı tarif kitaplarıyla bireylerin beslenme alışkanlıklarını dönüştürmesine destek oluyoruz. Çocuklara yönelik “Abur Cubura Karnımız Tok” ve “Abur Cubur Olacağı Budur” gibi farkındalık projeleriyle, geleceğin nesillerinin sağlıklı büyümesi için destek faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.

Okullarda sağlıklı beslenme, güvenilir gıda ve bilinçli gıda tercihleri konularında eğitim programlarının yaygınlaştırılmasının önemini vurguluyoruz. Bu alandaki farkındalık çalışmalarına destek veriyoruz.