Bad Bear’ın Kurucusu Seyhan Selçuk, markanın 2025 İlkbahar-Yaz koleksiyonunun yaratıcı vizyonunu ve koleksiyonun ardındaki ilham kaynaklarını paylaştı. “Özgürleşme hissi” temasını merkezine alan koleksiyon, şehir hayatı içinde yeni bir nefes alanı açmayı hedeflerken; gençliğin enerjisini, yaz mevsiminin tanıdık huzurunu ve sokak estetiğini cesur detaylarla harmanlıyor. Seyhan Selçuk, Türkiye’deki moda tüketicisinin son 5 yılda geçirdiği değişimi değerlendirirken, Bad Bear’ın koleksiyon stratejilerinde bu değişimlerin nasıl etkili olduğunu da anlattı.
2025 İlkbahar-Yaz koleksiyonunuzda nasıl bir yaratıcı vizyon vardı? Bu koleksiyonun arkasındaki ilham kaynaklarını bizimle paylaşır mısınız?
Biz bu koleksiyonda “özgürleşme hissi”nin peşine düştük. Şehirden kaçmadan, onun içinde başka bir nefes alanı açmak istedik. Güneşin asfalta vurduğu öğle vakitlerinden, tenimize dokunan rüzgarın hafifliğinden ve bir arabanın penceresinden hızla geçen manzaraların ışığından beslendik. Yani koleksiyon; kaçmakla kalmak arasında bir yerde duruyor, tam da gençliğin ruhuna yakıştığı gibi. Renk paletimizde gün batımı yaz tonlarını ve solmuş deniz mavilerini kullandık. Çünkü bu yaz, yeni değil, tanıdık bir duyguyu çağırıyor: çocukluğumuzda yazlık bir sandalyeye oturup dondurmanın erimesini izlediğimiz o dinginlik. Kalıplarda ise sınırları biraz zorladık; hem salaş hem kontrollü, hem cesur hem yalın. Çünkü bizce artık stil, bir “karar” değil, bir “his” meselesi. Ve bu koleksiyon tam da o hislerin kolektif bir günlüğü gibi
Türkiye’de moda tüketicisi sizce son 5 yılda nasıl bir değişim geçirdi? Bu değişim Bad Bear koleksiyonlarını nasıl etkiliyor?
Türkiye’deki son yıllarda moda tüketicisinin alışkanlıkları oldukça değişti. Artık tüketicinin satın almaya çalıştığı bir kıyafetten de öte, bir duruş, bir yaşam tarzı. Özellikle Z kuşağı, tarzını yansıtırken konforunu diğer kuşaklara göre çok daha fazla önemsiyor. Bugünlerde trendler hem çok hızlı takip ediliyor hem de çok hızlı yayılıyor. Bu bizim de koleksiyon stratejilerimizi beraberinde etkileyen bir faktör haline geldi. Sokak modası zaten doğası gereği dinamik ancak artık daha da kişiselleştirilmiş, özgün ve çok yönlü parçalar talep görüyor. Koleksiyonlarımızda fonksiyonel ama dikkat çekici tasarımlara, kontrast renklerin bir arada kullanılmasına yer veriyor, rahat kalıplara ve özgün grafiklere öncelik tanıyoruz. Tüm bunlarla beraber sürdürülebilirliğe ve yerel ilhamlara da önem veriyoruz çünkü tüketici artık nasıl göründüğünden daha çok neyi temsil ettiğini de önemsiyor.
Bad Bear tasarımlarında yerel kültürden ve sokak estetiğinden nasıl besleniyorsunuz? Sokak modasında 2025’e damga vuracak trendler sizce neler olacak?
Bad Bear olarak tasarım sürecimizin merkezinde, yaşadığımız coğrafyanın kültürel zenginliği ve sokaklardan yükselen özgür ruhun sesi var. Motifler, günlük yaşamın dinamikleri ve genç kuşakların şehirle kurduğu ilişki, koleksiyonlarımıza yön veren başlıca unsurlar arasında. İlhamımızı; duvar yazılarından, sokak müziğinden, geleneksel desenlerin modern yorumlarından alıyor; bunları da Bad Bear’ın kendi tasarım diliyle birleştirerek evrensel bir stil yaratıyoruz.
Tekstil sektöründe sürdürülebilirlik her geçen gün daha önemli hale geliyor. Bad Bear bu konuda nasıl adımlar atıyor?
Ürünlerimizde Keten ve Pamuk gibi sağlıklı kumaşlar kullanmaya özen gösteriyoruz. Doğaya saygı duyuyor; hayvan tüyünü hiçbir şekilde ürünlerimizde kullanmıyoruz. Kumaşların cilde uyumluluğuna dair tüm testleri yapıyor, ürün kalite ve güvenliğine özen gösteriyoruz. Kumaş seçimlerinde de üretim aşamasında da karbon ayak izimizi azaltmaya yönelik hedeflerimizi gerçekleştiriyoruz. Geçtiğimiz yıllarda geri dönüştürülmüş kumaşlar kullanarak bu ürünlerle bir koleksiyon yayınladık. Ürünlerimizin tasarımlarında da “re-cycle” tanımına yer vererek benimsediğimiz ideolojiyi tasarımlarımız aracılığıyla kıyafetlere taşıdık.
Önümüzdeki dönemde Bad Bear’ı hem fiziksel mağazalaşma hem de dijitalde nasıl bir yol haritası bekliyor? Bad Bear’ın gelecek vizyonunu 3 kelimeyle özetlemenizi istesek, hangilerini seçerdiniz?
3 kelimeyle özetlemem gerekseydi bunlar; cesur, global ve yaramaz olurdu. Biz her zaman standart kalıpların dışında yaramaz bir marka olduk. Koleksiyonlarımız, renklerimiz daima cesaretimizi yansıttı ve Bad Bear’ın en büyük gücü de ruhundaki o cesaretinden geliyor. Tüm bunların yanında gerek dijital gerekse fiziki mağazalaşmada; globalleşmek en büyük önceliğimizdir. Tüm dünyadan erişilebilen dijital kanallarda var olmak aynı zamanda kullanıcı deneyimini arttırıp değişen dinamiklere uyumlanmak için fiziki mağazalaşmayı arttırmak da bizim için son derece önemli konulardan biri.