10 Şubat Dünya Bakliyat Günü’nde, birçok kültürde temel besin kaynağı olan baklagillerin beslenme, sağlık, iklim değişikliği ile mücadele ve tarım sektörünün güçlenmesinde oynadığı rol üzerinde duran Reis Gıda, yerli tohumların ve sürdürülebilir tarım projelerinin geleceğimizin gıda arz ve güvenliğine olan etkilerini vurguladı.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından 2016 yılının “Uluslararası Bakliyat Yılı” ilan edilmesiyle birlikte bakliyat “Sürdürülebilir Bir Gelecek için Besleyici Tohumlar” olarak belirledi. Biyolojik çeşitliliğe, toprağa, çevreye, suya ve sağlıklı beslenmeye sağladığı faydalar nedeniyle bakliyatlar toprakları ve insanları besleyecek en değerli besindir.
Bakliyat Ürünlerinin Önemi ve Sürdürülebilirlik
Bakliyat ürünleri, dünya genelinde giderek artan bir öneme sahip olup, sürdürülebilir tarım ve beslenme açısından “Geleceğin Gıdası” olarak tanımlanmaktadır. Bu ürünlerin önemi, onların hem çevresel hem de beslenme açısından sunduğu avantajlardan kaynaklanmaktadır.
Son 30 yılda dünyada bakliyat ekili alanlar yüzde 35, bakliyat üretimi ise yüzde 59 arttı.
TÜİK verilerine göre Türkiye’nin 1990 yılında yaklaşık 20 milyon dekar kuru baklagil ekim alanı 2022 yılında yüzde 55 azalış ile 9 milyon 50 dekara geriledi. Türkiye’de 2023 yılı bakliyat üretimi 1 milyon 308 bin ton olarak gerçekleşti. Baklagil üretiminin yüzde 44’ünü nohut yüzde 31’ini kırmızı mercimek yüzde 21’ini kuru fasulye ve kalan yüzde 4’lük bölümünü yeşil mercimek ve bakla gibi ürünler oluşturuyor.
2019 tarihinde Tarım ve Orman Bakanlığı ‘nın baklagilleri “özel ürün” statüsünde değerlendirmesi neticesinde ekim alanlarımızda artış yaşanmaya başlandı.
Bakliyat ürünleri daha az suya ve gübreye ihtiyaç duymaktadır. Bu özellikleri, özellikle dünya genelinde su kaynaklarının azaldığı ve ekolojik dengenin korunmasının hayati önem kazandığı bir dönemde oldukça değerlidir. Toprağı koruyarak verimliliğini artıran bakliyat, sürdürülebilir tarım uygulamaları için ideal bir seçenektir.
Türkiye’de, binlerce yıldır mutfak kültürünün temel taşlarından olan baklagiller, geleneksel tarım ürünleri arasında önemli bir yer tutmaktadır. Sofralarımızın vazgeçilmezi olan bu ürünler, sağlıklı bir besin kaynağı olmanın yanı sıra, doğru saklama koşulları altında uzun süre muhafaza edilebilir özellikleriyle de dikkat çekmektedir.
Bakliyat ürünlerinin sağlık üzerindeki etkileri de göz ardı edilemez. Virüslerin çoğalmasını önlemeye yardımcı olmanın yanı sıra, vücudun hastalıklara karşı etkin bir savunma sistemine sahip olmasına destek vermektedirler. Bu özellikleri, özellikle gıda güvencesi ve beslenme güvenliği bağlamında oldukça önemlidir.
Biyolojik çeşitlilik, zengin iklim ve coğrafi koşullar, tarıma dayalı sanayinin varlığı ve dünyada 55 ürünün üretiminde ilk on sırada yer alması ile Türkiye’nin önemli tarım ülkeleri arasında olduğuna vurgu yapan Mehmet Reis “Ülkemiz atalık tohumları ve geçmişten gelen kültür ile bakliyat üretimi için ideal bir ortama sahiptir. Anadolu topraklarının bereketini gelecek nesillere taşımaktan hepimiz sorumluyuz. Üretimimizi iklim koşullarına uyumlu hale getirerek ve yeni teknolojileri yakından takip ederek üretimde verimlilik sağlayabilir ve tarımsal faaliyetlerimizi arttırabiliriz. Ayrıca üretimin artırılmasının yanında tarladan çatala kadar uzanan süreçte gıda kaybı ve israfını en aza indirerek dünyanın sayılı tarımsal üretim değerlerine sahip konumumuzu koruyabiliriz. 2020 yılında öncü bir girişim olarak başlattığımız Reis Bakliyat Köyleri projemiz ile yerli üretimi artırmayı, gençleri tarıma teşvik etmeyi ve yerli tohumları korumayı misyon ediniyoruz” dedi.
Reis Gıda, Türkiye topraklarının zengin potansiyelini gün yüzüne çıkarmayı ve sürdürülebilir tarım uygulamalarını desteklemeyi hedeflediğimiz projesinde “Reis Bakliyat Köyleri” sayısı artarak devam ediyor. Üretimin devam ettiği Bolu’nun Çamyayla Köyü, Samsun’un Bafra ilçesi, Çanakkale’nin Kocaveli köyü, İstanbul’un Silivri ilçesindeki başarıyla devam eden inisiyatiflere ek olarak yeni “Bakliyat Köyleri” ile projesini güçlendiriyor. Yeni köyler, sadece coğrafi genişleme anlamına gelmekle kalmayıp, aynı zamanda yerel çiftçilere eğitim, kaynak ve destekle yerli üretimi teşvik ederek, tarımsal biyoçeşitliliğin korunmasına katkıda bulunmayı amaçlıyor.
Sürdürülebilir ve besleyici bir gelecek için bakliyatların küresel açlığa çare olduğunu vurgulayan Reis Gıda Yönetim Kurulu Üyesi Işılay Reis Yorgun, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından güvenli, besleyici ve yeterli gıdaya sahip olma hakkının savunulduğunu hatırlatarak, dünya genelinde yaşanan açlık sorunlarına dikkat çekti. 2023 yılında 735 milyon insan açlıkla karşı karşıya kaldı. Küresel nüfusun yüzde 29,6‘sı (2,4 milyar kişi) yeterli gıdaya erişemedi. Her yıl 11 milyon insan sağlıklı beslenemediği için hayatını kaybediyor. FAO’nun raporunda dışarıdan gıda yardımına ihtiyaç duyan ülke sayısının 45’e yükseldiği belirtiliyor.
Küresel açlık ve gıda güvenliği sorunları, dünya nüfusunun hızla artmasıyla birlikte her geçen gün daha da önem kazanıyor. Bu zorluklarla mücadelede, bakliyat ürünleri sürdürülebilir ve besleyici bir çözüm oluyor.
Obezite ile mücadelede baklagillerin önemine de değinen Yorgun, bilimsel çalışmalarda baklagillerin besin değeri açısından yüksek kaliteli protein kaynağı olduğu için yetersiz beslenme ve obezite ile mücadele de “Değerli Besin” olarak tanımlandığını söyledi. Vegan proteinin yaygınlaşması, bitkisel proteine olan talebi arttırıyor. Bu bağlamda ete alternatif, yüksek protein seviyesine sahip ve ete kıyasla daha ekonomik olan bakliyat ürünleri bu trendin gelecekte en değerli besin kaynağı olacaktır.
Bilim insanları katkı maddesi içeren işlenmiş hazır gıdaların, fastfood tüketiminin ve hareketsiz yaşam tarzının çocuklarda vitamin eksikliği, kansızlık, zekâ düşüklüğüne ve obeziteye neden olduğu ifade ediliyor. Türkiye’de her 4 çocuktan 1’i fazla kilolu ya da obez.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Avrupa Bölge Ofisinin 3 Mayıs 2022 tarihinde yayınladığı son rapora göre Türkiye, yüzde 32 oran ile Avrupa’da yetişkin nüfusta obezitenin en yüksek olduğu ülke. Ayrıca, rapordaki verilere göre Türkiye’de yetişkin nüfusun yüzde 66,8’i fazla kilolu, obez olarak nitelendirilenlerin oranı ise yüzde 32,1.
Diyetisyenlerin önerdiği baklagillerin, zayıflama diyetlerinin vazgeçilmez bir parçası olduğunu vurgulayan Yorgun, bilimsel çalışmaların, baklagil tüketiminin vücut ağırlığını azalttığına dair bulgular içerdiğini söyledi. Ayrıca, baklagillerin içerdikleri lif, vitamin ve probiyotiklerle bağışıklık sistemini güçlendirdiğini ve sağlıklı bir yaşam için önemli bir besin kaynağı olduğunu belirtti.