Tarımın ve gıda üretiminin en temel kaynağı olan topraklar, yaşamımızın sürdürülebilirliği için hayati öneme sahiptir. 5 Aralık Dünya Toprak Günü, toprağın korunması ve doğru yönetilmesi konusundaki farkındalığı artırmak adına tüm dünyada kutlanmaktadır. Ülkemiz bereketli topraklara sahip, her karış toprağımızın kıymetini bilmeliyiz.
Toprak, insanlık için vazgeçilmez bir kaynaktır ve milyonlarca yıl süren doğal süreçlerin sonucunda oluşmuştur. Ancak, bilinçsiz kullanım, aşırı kimyasal kullanımı, çevre kirliliği ve erozyon gibi faktörler, topraklarımızın hızla yok olmasına neden olmaktadır. Dünya genelinde her yıl kuraklık ve çölleşme riskiyle 12 milyon hektar arazi kaybedilmektedir. Bu durum, yalnızca bugünkü nesilleri değil, gelecekteki kuşakları da tehdit etmektedir. Sağlıklı bir gıda üretimi ve sürdürülebilir bir gelecek için toprağın korunması hayati önem taşımaktadır.
Tarıma elverişli topraklar, erozyon, şehirleşme ile birlikte, endüstriyel sahalar nedeniyle hızla daralıyor. Kurulan fabrikalar toprağa ve suya kirletici maddeler salarak yaşam döngüsünü olumsuz yönde etkiliyor. Yanlış toprak kullanımı, su yönetimi ve uygulamaları toprak erozyonuna neden oluyor, toprağın verimsizliği, su kalitesini ve miktarını etkiliyor.
Yüzlerce yıl süren doğal süreçler sonucunda oluşan tarıma elverişli toprak tabakaları günümüzde hızla tükenmektedir. Tarıma elverişli bir santimetre kalınlığında toprak tabakasının oluşumu için yaklaşık 500-1000 yıl gerektiği düşünüldüğünde, toprağın değeri daha iyi anlaşılmaktadır.
Toprak yalnızca bir tarım kaynağı değil, aynı zamanda ekosistemlerin dengesi için de vazgeçilmezdir.
Toprak ve su yaşamın temel taşları; bizi besler, korur ve hayatın kaynağıdır. Bu yüzden toprak, bir ‘ana’dır.
Dünyadaki bitkilerin yüzde 85’i toprakta barınırken, Dünya Çölleşme Atlası’na göre toprakların yüzde 75’i bozuluma uğramış durumda ve 2050’ye kadar bu oran yüzde 90’a ulaşabilir. Bu, biyolojik çeşitliliği ve insanlığın geleceğini tehdit eden bir süreçtir. Toprak, iklim değişikliğiyle mücadelede karbonu depolayarak önemli bir rol oynar ve sağlıklı topraklar, sanayi sonrası ısınmayı 2 derece altında tutma hedefimize yüzde 27 katkı sağlar. Eğer toprağı kaybedersek, nasıl bir gelecek inşa edebiliriz?
Dünya gıda üretiminin yüzde 95’i toprak sayesinde gerçekleşiyor. Toprağı kaybetmek, insanlığın beslenmesini tehdit eder. Erozyon, kontrolsüz madencilik, kimyasal kirlilik ve aşırı tarım uygulamaları, toprakların verimliliğini azaltıyor. Madencilik faaliyetleri ve kullanılan zararlı kimyasallar, toprağın biyolojik yapısını bozarak verimliliğini kaybetmesine neden oluyor. Bu durum, hem bugünün hem de geleceğin gıda güvenliğini tehdit ediyor.
Toprağa yalnızca üretim alanı olarak değil, varoluşumuzun temeli olarak bakmalıyız. Toprağımızın kalitesi, tarımsal ürünlerin güvenliği ve sürdürülebilirliği için büyük önem taşıyor. Bilinçsiz tarım uygulamaları, toprağın organik maddeler bakımından fakirleşmesine ve biyoçeşitliliğin kaybına yol açıyor. Kimyasalların yer altı sularına sızması ise çevre kirliliğini artırarak, toprak, su ve hava kalitesini olumsuz etkiliyor.
Gıdanın Başladığı Yer
Sağlıklı toprak olmadan sağlıklı gıdadan, sürdürülebilir bir gelecekten söz etmek mümkün değildir. Bu nedenle, tarımsal üretimden sofralara kadar her adımda toprağın korunmasına öncelik verilmelidir. Toprak, yalnızca bir tarım aracı değil, yaşamın kaynağıdır ve bu gerçeği unutmamak hepimizin ortak sorumluluğudur.
Reis Gıda, sürdürülebilir tarım uygulamaları ve toprağın korunması konusunda uzun yıllardır kararlılıkla çalışmalar yürütmektedir. Yerel çiftçilerle hayata geçirilen Reis Bakliyat Köyleri Projesi, toprakların sağlığını korumayı ve bu değerli kaynağı gelecek nesillere aktarmayı hedeflemektedir. Tarım süreçlerinde dijital tekniklerin kullanımı ile toprak analizi yapılarak verimlilik artırılmakta, sertifikalı tohum üretimi ile kaliteli ve sürdürülebilir tarımın temelleri atılmaktadır.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından bu yıl Dünya Toprak Günü’nün teması “Topraklara Özen Göstermek: Ölçmek, İzlemek, Yönetmek” olarak belirlenmiştir. FAO, bu tema ile sürdürülebilir toprak yönetimi için doğru toprak verilerinin ve bilgilerin önemine dikkat çekmektedir. Toprakların düzenli olarak ölçülmesi ve izlenmesi, verimli ve sağlıklı bir gıda üretimi için vazgeçilmezdir.
Reis Gıda olarak, toplumumuzun tüm kesimlerini topraklarımızın kıymetini bilmeye, çevre dostu tarım uygulamalarını benimsemeye ve gelecek nesillere verimli topraklar bırakmak için harekete geçmeye davet ediyoruz.
Toprağa verdiğimiz her emek, bize geri döneceğini biliyoruz. Bu bilinçle, tarıma ve toprağa duyduğumuz sorumluluğu her geçen gün daha da derinleştirerek, sağlıklı ve sürdürülebilir bir dünya için çalışmaya devam edeceğiz. Toprağa saygı duymak, yalnızca bugünün değil, geleceğin gıda güvenliğini sağlamanın teminatıdır. Bu yüzden, gıdanın başladığı yer olan toprağın kıymetini bilerek, onu korumak ve verimli kullanmak için gerekli adımları atmalıyız.
Toprağa verdiğimiz her emek, toprağın bize verdiği en değerli hediye olacaktır.