12. Satın Alma ve Tedarik Yönetimi Zirvesi’nin teması “Şimdi Değişim Zamanı! Hazır Mısın?” olarak belirlendi. Bu temayı seçmenizin arkasındaki ana nedenler nelerdir?
Dünyada yaşanan siyasi değişimler, ekonomik dalgalanmalar, jeopolitik riskler ve teknolojik dönüşümler, tedarik zinciri ve satın alma süreçlerini doğrudan etkiliyor. Geleneksel yaklaşımlar artık yeterli değil; şirketlerin esneklik kazanması, teknolojiyi etkin ve verimli şekilde kullanması ve sürdürülebilir stratejiler geliştirmesi gerekiyor. Biz de bu stratejiler için bir yol haritası sunuyoruz. Bu nedenle “Şimdi Değişim Zamanı! Hazır Mısın?” diyerek sektör profesyonellerini geleceğe hazırlanmaya davet ediyoruz. Çünkü geleceğe bugünden hazırlanmayan şirketlerin birçoğunun önümüzdeki 5 yıl içerisinde rekabetin dışında kaldıklarını göreceğiz. Rekabetin yüksek olduğu, hızla değişen dünyada tedarik zinciri yönetimi ve satın alma kritik bir rol oynuyor; günümüz teknolojik dünyasına bu nedenle adaptasyon şart. Bunu sağlayabilmek için de meslektaşların neyi bilmediklerini fark etmeleri ve kolektif bir bilgi havuzu oluşturulması önemli. Biz bunu sağlamak üzere 12 Nisan’da STZ 25’i gerçekleştireceğiz. Satın alma ve tedarik zinciri profesyonellerinin bilgi ve deneyim paylaşımını teşvik etmek, güncel gelişmeler konusunda onları haberdar etmek birinci önceliğimiz.
Zirvede ele alınacak en kritik konular arasında yapay zekâ, dijital dönüşüm, sürdürülebilir tedarik zinciri yönetimi ve ekonomik belirsizlikler bulunuyor. Bu konuların sektör için önemini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu konular, sadece bugünün değil, geleceğin de en kritik başlıkları. Yapay zekâ ve dijital dönüşüm, verimlilik ve maliyet optimizasyonu sağlarken, sürdürülebilirlik stratejileri uzun vadede kaynak verimliliğini artırıyor. Aynı zamanda ekonomik belirsizlikler, satın alma ve tedarik kararlarında daha stratejik hamleler yapmayı zorunlu kılıyor. Yapay zekayı bir kurtarıcı olarak görmek düşülebilecek en büyük hatalardan biriyken, dönüşümün en önemli parçalarından biri olduğunu anlamakta bir o kadar değerli. STZ 25’te bu dönüşümü en iyi şekilde yönetebilmek için öne çıkan uygulamaları ve çözümleri ele alacağız.
Zirveye katılamayan ancak sektörle ilgili en güncel bilgileri almak isteyen profesyoneller için TÜSAYDER’in sunduğu alternatifler var mı?
Elbette! TÜSAYDER olarak, Tedarik Zinciri ve Satın alma Yöneticilerini her zaman yaptığımız gibi, tedarik zincirindeki riskleri önceden tespit edip anlamak, bunlara karşı gereken önlemleri almak, oluşacak fırsatlarını görmek ve şirketlerimiz için kolay kopyalanamayacak stratejik rekabet alanları oluşturabilmek adına eğitiyor, donatıyor ve bilinçlendiriyoruz. Türkiye’de tedarik zinciri verimliliğini arttırmak için şehir şehir gezip ücretsiz saha eğitimleri veriyor, online eğitimlerle gidemediğimiz bölgelere ulaşmaya çalışıyoruz. Tüm bu eğitimlerimizi ücretsiz olarak veriyor, fırsat eşitliğine elimizden gelen tüm katkıyı sunmaya çalışıyoruz. Ayrıca, dijital platformlarımızda STZ 25 Zirvesi’nde ele alınan kritik başlıkları ve sektördeki yeni gelişmeleri paylaşmaya devam edeceğiz.
TÜSAYDER’in Türkiye’de satın alma ve tedarik yöneticileri için sunduğu en önemli avantajlar nelerdir?
TÜSAYDER, satın alma ve tedarik profesyonellerini bir araya getirerek bilgi paylaşımı, sektörel eğitimler ve stratejik öngörüler sunan öncü bir platform. Üyelerimize en güncel piyasa analizlerini, teknoloji entegrasyonu konusunda rehberlik sağlıyor ve sektördeki değişimlere daha hızlı adapte olmaları için çeşitli eğitimler sunuyoruz. Bu sayede firmalar daha rekabetçi olurken, sürdürülebilir tedarik ve satın alma süreçlerine de hale hâkim oluyorlar.
Son olarak, “Satın alma ve tedarik zinciri profesyonellerine, değişime liderlik edebilmeleri için hangi tavsiyeleri vermek istersiniz?”
Geleceğe hazırlanmak için değişimi kabullenmek ve ona liderlik etmek gerekiyor. Satın alma ve tedarik zinciri yöneticileri, sadece maliyet odaklı değil, stratejik bir vizyonla hareket etmeli. TÜSAYDER olarak biliyoruz ki, stratejik rekabet artık satış, pazarlama veya fiyatlama kararlarında değil, tedarik zincirinin yarattığı verimlilik ve karlılık ile yapılabiliyor. Globalleşen dünyada hiçbir marka artık kendi ürettiği ürün veya hizmeti canının istediği fiyata satamıyor, herkes fiyatlamada birbirini incelemek, anlamak zorunda. Tüketiciler alacakları ürün veya hizmeti çok hızlı bir şekilde online kanallar üzerinden karşılaştırmalı yorumları da okuyarak ödediği paraya değer seçeneği bularak en uygun fiyatlı kararı alabiliyor. Şirketler marjlarını artık satış fiyatında değil, tedarik zincirindeki verimlilikler üzerinden oluşturmaları gerektiğinin farkındalar. Farkında olanlar bu alanlara yatırım yapıyor ve uzun süreli sürdürülebilir rekabet için kendisini hazırlıyor. Bu alana yatırım yapmayanlar maalesef çok kısa sürede rekabet sahnesinden siliniyorlar. Azalan şirket ömürlerinden bunu net bir şekilde görebiliyoruz.
Teknolojiyi etkin kullanmak, veri analitiğini şirket kararlarına entegre etmek ve sürdürülebilirlik ilkelerini benimsemek, sektörde fark yaratacak unsurlar. Bu nedenle, bilgiye yatırım yaparak, çevik bir yapı oluşturarak ve yeniliğe açık bir zihinle hareket ederek tedarik zinciri dönüşümünde öncü olabilirler.