Bir pazar sabahı evinden çıkan bir müşteri yolda giderken düşünür; alışverişimi nereden yapayım?
Bir diğer aile aynı gün ve saatte alışveriş için planladıkları noktaya gitmek üzere çıkarlar.
İki aile pikniğe giderken ya alışveriş ettikleri ya da yol üstünde bildikleri bir yerden ihtiyaçlarını alırlar.
Bu olağan senaryoların pandemi öncesinde de sonrasında da örtüşen tarafları var.
Peki, bu alışverişçiler ne ve nelere göre seçiyor gidecekleri noktayı?
Öncelikle bilinen bu seçme kriterlerini bir özetleyelim:
HİPERMARKET/SÜPERMARKET TERCİH NEDENLERİ
- Ürün çeşitliliği
- Temizlik/Mağaza düzeni
- Ulaşım kolaylığı/Yakınlığı
- Ucuzluk
- Modernlik ve ferahlık
Bu araştırma o zamanki adı Zet Nielsen tarafından Türkiye Geneli ve Batı Anadolu Bölgesini kapsayan bir araştırmadan alınmış olup 1995 tarihlidir.
ALIŞVERİŞÇİ DAVRANIŞLARI
- Artık Sadece ‘Kolay Ulaşılabilir’ Marketler Ön Planda Değil
- Keyifli alışveriş ortamı olmalı
- Eğlenceli alışveriş deneyimi yaşatmalı
- Geniş sebze meyve çeşitliliği olmalı
- Aradığım her şeyi bir markette bulabilmeliyim
- Aradığım ürünleri kolay ve çabuk bulabilmeliyim
- Market çalışanları mükemmel servis sunmalı
- Ürün çeşitliliği çok olmalı
- Kasalar verimli çalışıyor olmalı
- Gerçekten iyi anlaşmalar ve promosyonlar sunmalı
- Yüksek kalitede taze ürün sunmalı
- Uzun saat aralığında açık olmalı
Kaynak: Unilever, Kategori Günleri İstanbul
Gelelim 2020’lere, Covid – 19 birçok konuda alışverişçi alışkanlıklarını değiştirdi. Beklentiler farklılaştı. Karar alıcılar, yeni kararlar aldılar ve/veya güncellemeler yaptılar. Perakendeciler genel olarak değişen durumlara uyum sağlıyor/sağlayabiliyorlar. Bunda işe devam edebilmenin payı büyük elbette.
Alışverişçilerde yeni duruma hem uyum sağlıyor hem de davranışları ve beklentileri ile bir anlamda perakendeye de yön veriyorlar.
2020 Yılında Alışverişçi Davranışlarında Görülen 5 Trend
- Stoklama: Büyük sepetlerin payı arttı, bir alışverişte sepet içindeki adet artıyor.
- Kanal değişimi: Daha az noktaya gidiliyor, online alışveriş hayatımıza girdi. Yakın noktalar tercih ediliyor.
- Konfor ürünleri hayatımızda: Evde yaşamı kolaylaştıracak ürünler, hazır yemekler ve pratik ürünler alınmaya başlandı.
- Sağlıklı yaşam/diyet: Pandemi ile başlayan bir trend evde olmak ve hareketsiz kalmak; tüketimin artmasından dolayı sağlıklı ürünler daha fazla tercih ediliyor.
- Çocuk eğlendirme: Hayatın merkezine oturan çocukların eğitiminin evde devam etmesi, çocukları eğlendirmek, evde oyalamak ve onlara özel ürünler yapmak öne çıktı.
Alışverişçinin gezmekten duyduğu endişe, tüm SES gruplarının daha az noktaya gitmesi ve bu davranışın uzun sürmesi, bu durumun oturmuş bir değişim olduğuna işaret ediyor.
Trend olarak bakıldığında “açık ürünlerin” toplam harcamadan aldığı pay azalırken marketlerin kendilerine özel olan ürünler ise büyümeye devam ediyor.
Açık ürünlerin daralmasına Pandemi döneminde pay kaybeden açık pazarlarında etkisi yüksek oldu. Özellikle açık süt alımının azalması da dikkat çekti.
“Market Markalı” ürünlerin büyümesi indirim marketlerinin büyümesinin sürüklediği bir büyüme olarak değerlendirildi, bu dönemde diğer yıllara kıyasla “Markalı Ürünler” de pay kazanmayı başardı.
Kaynak: Ipsos 2 Şubat 2021, özetle.
Bu kez örnek için 1996 yılındaki bir özete gitmek istiyorum.
Özel Marka Pazar Payları 1995
İngiltere % 30
Almanya % 24
Fransa % 20
Amerika % 15
Türkiye % 0,1
Kaynak: infoScan – Europe, Perakendeci Dünyası Özet Bulgular
“Özel markalı ürünlerin cirosu 2020’de yüzde 23 arttı”
“ Tüketicinin tercihi olmaya devam eden özel markalı ürünlerin cirosu 2020’ de, bir önceki yıla göre yüzde 23 artarak sigara ve alkol hariç toplam Hızlı Tüketim Ürünleri (HTÜ) pazarındaki yüzde 21,5’lik ciro payını korudu.
Private Label ürünlerin ana kategorilerine göre büyüme performanslarına bakıldığında 2020’ de en yüksek ciro büyümesi yüzde 25 ile gıdadan gelirken, bunu yüzde 22 ile ev temizlik & diğer ve yüzde 11 ile kişisel bakım ürün grupları takip etti.
Private Label ürünlerin gıdada en yüksek ciro performansını yüzde 33 ile yağlar kategorisinde kaydettiği ve bu kategorideki payını yüzde 27,7’den yüzde 28,3’e çıkardığı görüldü. Private Label ürünlerin gıdada en yüksek ciro payına sahip olduğu kategori yüzde 44,3 ile süt ürünleri olmaya devam etti.” Kaynak: dünya.com 15 Mart 2021 özetle.
Private Label (PL) payı artan bir gerçek olarak ortada duruyor.
İndirim marketleri pazar payı artan diğer bir format olmaya devam ediyor.
E – ticaret verileri her geçen gün yükselmeye devam ediyor.
Bazı kulvarlarda rekabet giderek içinden çıkılmaz bir hal alıyor.
Kısıtlamalarda birbiri ardına gelen yasaklamalar gündemde yer alıyor.
Alışverişçi ne düşünüyor?
Bu kararlara tepkisi ne oldu ve olacak?
Bu soruların cevabı önem taşıyor!
Çünkü kalıcı olan alışveriş alışkanlıklarının değişmesi kısa vadede pek olası görülmüyor.
“ Yeni Tüketici Modeli > Hesaplı, Dijital, Seçici
KPMG Türkiye Tüketici Ürünleri ve Perakende Sektör Lideri Gökhan Kaçmaz, Temmuz ayında yayımlanan ilk raporla yeni araştırmanın sonuçlarını karşılaştırdı. ‘ Temmuz ayından bu yana tüketicilerin dış dünya ile etkileşimlerine olan güveni kaybettiklerini görüyoruz. Evden dışarı daha az çıkmaya eğilimliler ve Covid – 19’un bir yıldan uzun süre etkili olacağını düşünüyorlar ’diyen Kaçmaz, bu dönemde tasarrufa önem veren, daha hesaplı harcayan, dijital kanal kullanımında gelişmiş, karar verirken daha seçici davranan bir tüketici modelinin ortaya çıktığını belirtiyor.
Tasarruf Hiç Bu Kadar Önemli Olmadı
- Tüketiciler ekonomik durumları ve ödedikleri paranın karşılığını alma konusunda çok dikkatli. Harcama yapmak yerine biriktirmeye ve harcamalarını minimuma indirmeye çalışıyorlar. İhtiyaçlarını temin ederken düşünerek karar veriyor, seçici davranıyorlar.
- Harcamaların önümüzdeki 6 – 12 ay içinde Covid – 19 öncesi döneme göre yüzde 22 azalması bekleniyor. Gerekli olmayan satın almalara yapılan harcamaların ise yüzde 34 düşeceği tahmin ediliyor.
- Tasarruf, tüketiciler için öncelikli konular arasında artık ilk sırada. Katılımcılara ‘ Ekonomik durumunuz yeterli olsaydı, kısıtlamaların esnetildiği dönemde ne yapardınız? ’ diye sorulduğunda alınan ilk üç cevap sırayla şöyle; biriktirmek/tasarruf, dışarıda yemek yemek, evde tatil. Önceki araştırmada tatil ve dışarıda sosyalleşmek gibi seçeneklerin gerisinde kalan tasarruf, bu ankette birinci sıraya yerleşti. Katılımcılar eskisi gibi sosyal aktivitelere para harcamak değil, bu dönemde mümkün olan en üst seviyede tasarruf etmek istiyor.
- Araştırmaya katılanların yüzde 43’ü ekonomik olarak zor bir dönemden geçtiğini söylüyor.
- Ek güvence isteyerek sigorta yaptıranların oranı, yüzde 5 artışla yüzde 32’ye ulaştı. Ayrıca her altı katılımcıdan biri, ekonomik olarak zorlandığı gerekçesiyle kredi ödemesini erteledi ya da ertelemek için başvurdu.
- Tüketiciler, dışarı çıkmaya ve hayatlarına eskisi gibi devam etmeye daha az eğilimliler. Her beş katılımcıdan biri evde oturmayı tercih ettiğini söylüyor. Bu sayı, bir önceki araştırmanın üç katı. Evler artık çalışmanın, sosyalleşmenin ve eğlencenin yeni merkezi haline geldi.
- Tüketiciler Covid – 19 öncesine göre daha seyrek alışveriş yapıyor. Alışverişlerde yerel tedarikçilere yönelim var. ‘Kişisel Güvenlik’, bu eğilimin itici gücü.
- Alışverişin dijital kanallara kayması, satın almayı kolaylaştırıyor. Ancak bu durum tedarikçiyi etkiliyor. Çünkü dijital kanal, tedarikçiler için en az karlı olan alan.
Gençler Evden Çıkmak İstemiyor
- 18 – 44 yaş aralığındaki kesim (yüzde 25), 45 yaş üstü tüketicilere (yüzde 18) göre evde kalmayı daha çok tercih ediyor.
- Covid – 19 pandemisinin bir yıldan fazla süreceğini düşünenlerin oranı ise 45 yaş üstü katılımcılarda daha fazla. Bu veriye göre gençler, daha iyimser.
- Ülkeler bazında bakıldığında, İtalya ve Çin ekstra önlemler alarak Covid – 19 öncesi alışkanlıklarına en çok dönmek isteyen ülkeler.
- Temel ihtiyaçlar dışındaki harcamalarda yaşanacak net düşüşün en fazla Fransa ve İspanya’da olacağı düşünülüyor.
- Genel anlamda harcamalarda yaşanacak düşüşün en fazla Japonya ve Fransa’da olacağı düşünülüyor. ” Kaynak: GPD Gelişim, Ocak – Şubat 2021, sayfa 52, 53
Gündemde yer alan diğer önemli gelişmelere de kısaca değinmek istiyorum. Kısaca diyorum çünkü bayram sonrasını da beklemek gerek.
Semt pazarlarının haftada bir gün olarak açılacak olmaları iyi bir haber. Çünkü hallerde ürün birikti.
Pazar esnafı, kapalı olduğu için mal alamıyor. Üreticiden hallere birçok noktada imha oranları arttı.
Ayrıca her market zinciri ürünlerin tamamını direk üreticiden almıyor, hallerden satın alan veya belli ürünlerini temin eden marketler var.
Marketler kapanma süresince pazar günleri açamayacaklar. Sonrası için bir bilgim yok. Ancak bazı tahminlerim var. Bunlardan birincisi; kısıtlamaların kalkması ile beraber süreç kademeli olarak eski sisteme geri döner.
İkincisi ise; pazar günleri kapanma kalıcı hale gelebilir.
Her iki olasılığında artıları ve eksileri var ve elbette ki değerlendiriliyordur.
Ancak bu yazıda verdiğim ve vermeye çalıştığım örnekler alışverişçilerin davranışları, tercihleri hakkında. Buna benzer örneklere ‘Müşteriler ne düşünüyor?’, başlıklı yazımda da değinmiştim.
Sonuçta ister organize perakende olsun isterse de geleneksel kanat olsun, her kulvarda seçenekler sunuluyor ve alışverişçilerde seçimini yapıyor. Bu seçim, bir gün kapanmakla veya bir gün eksik ‘tıklamakla’ değişecek gibi görünmüyor…