IPSOS DEPREM ARAŞTIRMASI ve IPSOS 2023 BEKLENTİLER verilerinden derlenen bu haftaki bülten içeriğinde; deprem felaketinin ülkemizin geri kalan şehirlerinde yaşayan vatandaşlarda nasıl bir ilk etki yarattığı, 2023 yılına girerken ülkemizdeki bireylerin yüzde kaçı bu sene yaşadığı şehrin bir doğal felakete uğrayacağını düşündüğü, oturulan konutların depreme karşı dayanıklılığı hakkında vatandaşın ne kadar bilgi sahibi olup, olmadığı?…
Kendi yaşadığı ilde böyle bir afetin yaşanabileceği endişesi taşıyıp / taşımadığı, evinde deprem çantası olan hanelerin oranı?… Bu kadar geniş bir bölgeyi kapsayan bu depremde; diğer illerde yaşayan bireylerin yüzde kaçının depremin etkilediği bu bölgede yaşayan akraba ya da arkadaşının olup olmadığı, depremlerin ardından başlayan arama-kurtarma-destek çalışmalarının ilk 24 saat ve genel olarak performansını nasıl değerlendirdiği, hangi kurum ve kuruluşları ne kadar başarılı bulduğu?… Bireylerin, depremlerden sonra bölgelere yönelik yardım kampanyalarına katılım gösterebildi mi, nasıl destekledi? Hangi resmi kurum, sivil toplum kuruluşları vasıtası ile nakdi yada ayni yardımda bulunulduğuna dair başlıklarda bireylerin ifade, tutum ve davranışlarına yer verilmiştir.
ÜLKEMİZ NE YAZIK Kİ DEPREM KUŞAKLARI ÜZERİNDE BULUNAN BİR COĞRAFYADA BULUNMAKTADIR. Deprem kuşakları üzerinde bulunan bir coğrafyada bulunmaktadır. Geçmişten günümüze kadar da pek çok deprem sonrası; yaşadıklarımız sonrasında insanlar can ve mal kaybına uğramıştır. Vatandaşlar; “Ülkemde büyük bir şehri doğal bir afet vuracak” ifadesi konusunda ne düşündüğünüzü belirtir misiniz? Sorusunu şöyle yanıtladı; 2023 senesine girerken Türkiye’deki her 3 bireyden 2’si ülkemizde büyük bir doğal afet olacağını düşünüyordu.
Yaşanan deprem sonrasında ise depremin vurduğu 10 il dışında yaşayan bireylerin %43’ü böyle bir afetin kendi ilinde yaşanmasının çok büyük ihtimal olduğunu, %42’si de böyle bir ihtimalin olduğunu düşünüyor. Toplamda bireylerin %85’i kendi ilinde böyle bir afetin yaşanabileceği endişesini taşıyor.
TÜRKİYE’DE YAŞAYAN BİREYLERİN ÇOĞUNLUĞU KENDİ İLİNDE DE BÖYLE BİR AFETİN OLACAĞINI DÜŞÜNSE DE TOPLUMUN SADECE %24 Ü kONUTUNUN DEPREME DAYANIKLI OLUP OLMADI KONUSUNDA BİR ARAŞTIRMA YAPTIRMIŞ. Diğer dikkat çekici bir husus ise bireylerin %27’si oturdukları konutun depreme dayanıklı olmadığını, %36’sı da dayanıklı olup olmadığı konusunda emin olmadığını belirtiyor.
EVİNİZDE DEPREM ÇANTASI VAR MI? HAZIRLAMAYI DÜŞÜNÜYOR MUSUNUZ? Bugün evinde deprem çantası olan hanelerin oranı %31. Ancak bu depremden sonra evinde deprem çantası olmayan bireylerin %73’ü deprem çantası hazırlamayı düşünüyor.
ARAMA KURTARMA ÇALIŞMALARINDA EN BAŞARILI BULUNAN KURUM VE KURULUŞLAR… Depremin vurduğu 10 il dışında yaşayan bireylerin arama kurtarma çalışmalarında en başarılı bulduğu kurum ve kuruluşlar Madenciler, AFAD ve AHBAP.
GENİŞ ÇAPLI BÜYÜK AFETLERDE BİR ANDA ZARAR GÖREN HER BİR ALANA YARDIM ULAŞTIRMAK ZAMANLA YARIŞMAYI GEREKTİRİR… Depremin vurduğu 10 il dışında yaşayan bireylerin %51’i, arama kurtarma çalışmalarının ilk 24 saatindeki performansının başarılı olmadığını düşünüyor. Ancak tüm süreç göz önünde bulundurulduğunda her 3 kişiden 2’si arama kurtarma çalışmalarını başarılı olarak değerlendirirken her 3 kişiden 1’i ise başarılı olmadığı görüşünde.
ARAMA KURTARMA ÇALIŞMALARINA MADENCİLER DAMGA VURDU… Depremin vurduğu 10 İl Dışında yaşayan bireylerin, arama kurtarma çalışmalarında en başarılı bulduğu kurum ve kuruluşlar; Madenciler, AFAD ve AHBAP. Yüz civarında ülkeden gelen arama kurtarma ekipleri, AFAD, İtfaiyeciler, gönüllüler ile birlikte çalışamaya başlayan madenciler, girilemeyecek enkaz alanlarına girmeyi başardı. Yer altında ve göçük anında çalışma tecrübesi olan madenciler, kendilerine özgü “Domuz damı” denilen tahkimat şekliyle enkazlara girip, hem kendilerinin hem de diğer kurtarma ekiplerine sağlam ve güvenli çalışma alanı yaptı. Onlarca canın kurtarılmasında varlık gösterdi.
Ipsos’un Türkiye CEO’su Sidar GEDİK verilerle ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: 2000’lerin üçüncü on yılı başlarken hepimiz çeşitli umutlar besliyorduk. Ancak bundan sonraki nesillerde de anlatılacak çok acı bir döneme girdiğimizi maalesef bilmiyorduk. Henüz iki ay geçmişti ki Covid-19 salgını hayatlarımızı alt üst etti. Tüm Dünya’daki alt üst oluş hala tam olarak sona ermiş değil. Bu kısa değerlendirmeyi hazırlamak için Sağlık Bakanlığı’nın ilgili web sayfasına baktığımda yaklaşık 2.5 yıl içinde 101 bin canı Covid-19 yüzünden yitirdiğimizi gördüm. İnsanın en önemli özelliklerinden biri, unutuyoruz. Yaşadığımız 6 Şubat Kahramanmaraş Depremleri o kadar korkunç bir felaket ki, bir anda yitirdiğimiz insan sayısının Covid-19 nedeni ile 2.5 yılda yitirdiklerimize yakın olmasının endişesi içindeyiz.
Objektif araştırmalar, toplumda hakim düşünce ve duyguları anlamak için çok önemli çalışmalar. Ancak depremlerin vurduğu 10 şehrimizde şu dönemde çok hayati konular varken araştırma yapmayı doğru bulmadık. Deprem felaketinin ülkemizin geri kalan şehirlerinde yaşayan vatandaşlarda nasıl bir ilk etki yarattığını araştırdık. Şunu not etmek önemli; deprem ülkemizin gerçeği olduğu kadar çelişkisi de. Deprem, beklemediğimiz, farkında olmadığımız bir tehlike asla değil, ancak buna rağmen hazırlık yapmadığımız bir olay. 2023 yılına girerken ülkemizdeki her üç kişiden ikisi bu sene yaşadığı şehrin bir doğal felakete uğrayacağını düşünüyordu. Bu oran araştırmanın yapıldığı 36 ülke arasında Endonezya’dan sonra en yüksek ikinci orandı. Kahramanmaraş Depremlerinden sonra deprem bölgesi dışında yaşayan her on kişiden yaklaşık dokuzu kendi şehrinde de bir deprem yaşanması ihtimali olduğunu düşünüyor. Yani artan bir şekilde bu tehlikenin farkındayız. Ama? Ama dört kişiden üçü oturduğu konutun depreme karşı dayanıklılığını ölçmemiş. Üstelik her üç kişiden ikisi depreme dayanıklı bir konutta yaşadığından emin olmadığı halde, On kişiden yedisinin deprem çantası olmaması bir yana, bu gruptaki dört kişiden biri bundan sonra da bir deprem çantası hazırlamayı düşünmüyor bile.
Bu insanlar deprem bölgesinde değiller, evet çok yakından izlediler ama yine de tam olarak konunun ciddiyetine vakıf olmayabilirler diyebilirsiniz. Ben de durum pek öyle değil derim, çünkü kendisi deprem bölgesinde yaşamasa da her on kişiden altısının o bölgede bir yakını var, ve bu gruptakilerin yarısından fazlasının yakınları hayatlarını kaybettiler veya yaralandılar. Bahsettiğim yaman çelişki de bu. Bunun üstesinden gelmeye mecburuz.
Deprem sonrasındaki gelişmeleri uzaktan takip eden kitle içinde ilk 24 saatteki arama-kurtarma-destek çalışmalarının performansından memnun olmayanların oranı daha yüksek. Öte yandan bu kitlenin izlenimleri ilerleyen günlerde bu çalışmaların daha başarılı yürütüldüğü yönünde. En başarılı bulunan kurum-kuruluşlar madenciler, AFAD ve AHBAP ekipleri. Araştırmamızı yaptığımız dönem 14-16 Şubat günleri, o günler itibarı ile en başarısız bulunan kurum ise hükümet.
Toplumun deprem bölgesi ile dayanışma-yardım kampanyalarına nasıl bir büyük bir katılım gösterdiğini çevremizden gördük. Araştırmamız da bunu doğruluyor, her on kişiden dokuzu bu kampanyalarda yer almış. Nakdi yardımda bulunanların önde gelen tercihleri AFAD ve AHBAP olmuş. Ayni yardımlarda ise belediyeler öne çıkıyor.
Mucize kurtuluşlar uzun zaman devam etti. Gerek ülkemizin gerekse Dünyanın dört bir köşesinden yardıma koşan diğer ülke ekipleri gece-gündüz demeden çalıştılar. Yardım kampanyalarına katılan her yüz kişiden dördü bizzat bölgeye giderek arama-kurtarma-destek çalışmalarında bulunmuşlar. Ancak ben bu değerlendirme için çalışırken artık enkaz kaldırma çalışmaları başlamış halde. Bir yandan da geçici barınma için çadır kentler, konteyner kentler için çalışmalar sürüyor. Aldığımız büyük yara kanamaya devam ediyor, daha çok uzun yıllar bu yaradan kan sızacak. Diğer illerde yaşayan her üç kişiden ikisi önümüzdeki aylarda bölgede hayatın yeniden kurulması için para yardımı yaparak veya çalışmalara katılarak katkı vermek istiyor.
Bu olağanüstü değerli bir dayanışma refleksi. Bu refleksin yanına şu yaman çelişkimizden kurtulmayı da eklesek? Hangi şehirde yaşıyor olursak olalım, bireyler ve kurumlar olarak bulunduğumuz yerde binalarımızı depreme hazırlıklı hale getirelim. Deprem felaketi ile mücadelede en önemli tepkimiz bu olmalı. Tekrar edeyim, buna mecburuz, bu bizim gelecek nesillere borcumuz.
ARAŞTIRMA KÜNYESİ
Bu dosyada paylaşılan veri ve bulgular Ipsos tarafından gerçekleştirilen “IPSOS DEPREM ARAŞTIRMASI ve IPSOS 2023 BEKLENTİLER” çalışmalarından derlenmiştir.
- 000 birey ile 14-16 ŞUBAT 2023 tarihleri arasında online anket yöntemiyle (CAWI) gerçekleştirilmiştir.
- 2023 BEKLENTİLER ARAŞTIRMASI: 21 Ekim- 4 Kasım tarihleri arasında Ipsos Online Panel sistemi aracılığıyla dünya çapında 36 ülkede gerçekleştirilmiştir. Örneklem, çoğu ülkede 16-74 yaşları arasında, Amerika, Kanada, İrlanda, İsrail, Malezya, Güney Afrika ve Türkiye’de 18-74 yaşları arasındaki 471 yetişkini kapsamaktadır. Araştırmaya Ipsos Online Panel üzerinden bazı ülkelerde 1.000, Türkiye dahil bazı ülkelerde de 500 kişi katılmıştır.