Organize perakendeyi organize yapan birçok önemli etken vardır. Bu etkenleri tek tek yazacak değilim. Ancak bazılarına da değinmeden geçemeyeceğim. Mağazanın girişinden başlar organize perakende diye başlayacağım ama öncesine giderek başlamak lazım, uygulamalardan, bildirimlere uzanan bir yelpazede. Gelelim mağazaya derken, e – ticaret siteleri, zincir marketlerin kendi online uygulamaları da bir tık, hop kapında. E – ticaret konusundaki seçenekler gün geçtikçe artıyor. Bunlardan biride Dark Store – Gölge Mağaza uygulaması da artık sahnede yerini aldı ve alıyor.
Bu format market lokasyonunun aksine sadece online alışverişçi talepleri için ayrıldığından daha hızlı teslimat yapabiliyorlar. Marketten ürün teslimatı burada devrede olmadığından sadece teslimata odaklanma nedeniyle cazibesi artıyor. Buna paralel tıkla, gel al seçeneği de unutulmamalı. Organize perakende mağaza standartlarında kendini belli eder.
Her tip mağaza zincirleri ve formatları, yerelinden ulusalına müşterileri bekliyor, karşılıyor ve ağırlıyor.
Organize perakendeyi organize yapan özelliklerden biride kurumsallıktır. Kurumsallaşmayı ele almak istiyorum. Tutan mı var? Hayır. Ama sıra gelmiyor bence. Kategori yönetimi üzerine gene yazmak istiyorum. E yaz o zaman dediğinizi duyar gibiyim. Evet, haklısınız ama işi bir türlü bu yazıda oraya da getiremiyorum.
Çünkü iş giderek ve yoğunlaşan bir şekilde fiyat etiketlerine geldi. Tüketiciler yani doğallıkla hepimiz giderek daha fazla fiyat konuşur ve takip ediyor olduk.
Elbette ki yukarıda yazdığım ve yazmadığım özellikler organize perakendeyi organize yaptı ve öyle olmaya da devam edecek ve ettirecek. Ancak iş gelip bir noktada fiyat etiketlerine takılıyor.
Ürünü alsın almasın alışverişçiler haklı olarak fiyatlara bakıyor. Önceki yazımda örneklerini verdiğim ‘Panik Alışverişi’ artıyor. Tüketiciler ürününün son kullanma tarihinden çok, neredeyse fiyat etiketinin değişim tarihine bakıyor. Müşteriler ile konuştuğunuzda ve/veya konuşulanlara bir şekilde kulak misafiri olduğunuzda öncelikleri ve yorumları dinlersiniz. Müşterisinin nabzını iyi tutan mağazacılar bunu çok iyi bilir ve yaşarlar. Nabzı tutmak deriz biz buna.
- Bu unu al daha da artacak, dedi bir müşteri bana. Biraz sohbet ettik. Bizi kibarca dinleyen mağaza çalışanına baktım gülümsedi.
Yolda yeni açılan bir indirim marketinin önünden geçiyordum oradan geçenlerden biri şöyle dedi;
– Burada da mı açtılar, açmasınlar dedi. İstemezseniz gitmezsiniz diyemedim. Birileri oradan ekmek yiyecek diye düşündüm. Ekipman tedarikçisinden mağazanın çalışanına, mal vereninden destek verenine uzanan bir yelpazede, o caddede daha da zorlaşan rekabeti de elbette. İş zor! Zaten zor değil miydi? Evet, ama iş sadece fiyat etiketleri noktasına mı geldi? Bence biraz evet ve giderek artan bir oranda evet hem de.
Devlet çok önemli iki adım attı bu konuda. KDV oranları indirildi. Bu indirimler doğallıkla yansıtılmalıydı ve öyle olmak zorunda zaten. Ancak üretici fiyatları yükselmeye devam ediyor.
Bunun rafa yansıması oluyor. Fiyatlar artmaya devam ediyor. İşte burada yol çatallaşıyor. Mecburen yapılan fiyat artışları ile tartışma konusu olan fırsat içeren zamlar. Bu konuda yorum yapmak zor! Bazı firmalar için yasal süreçler var çünkü. Yalnız organize perakendenin sadece zamlar ile anılır olması yapılan indirimleri gölgede bırakır mı? Bırakıyor mu? Bence bir yere kadar bırakır. Bir yerden sonrada bırakmaz. Sonuçta bu konu gündemde yer almaya devam edecek gibi. Bu nedenle üretim artmadan ürünlerin ucuzlaması mümkün görünmüyor. Buna paralel üretim maliyetleri sürekli yükseliyor.
Artan lojistik maliyetleri her geçen gün fiyatları yükseltiyor. Toplamda bu sık değişen etiketler marketlerde, mağazalarda, alışveriş merkezlerinde, lokantalarda, teknoloji marketlerinde ve e – ticaret sitelerinde kendini gösteriyor.
Alışverişçi zamanına, seçeneklerine ve sosyoekonomik statüsüne (SES) bağlı olarak seçeneklerini değerlendiriyor ve kararını veriyor.
Bir taraftan bu kadar seçenek olmasaydı marketlerde fiyatlar nasıl olurdu diye düşünüyorum.
Bu madalyonun bir yüzü.
Diğer yüzü ise bu konuda yanlış yapan firma yok mu diyor?
Varsa zaten bunun yaptırımları var.
Artan fiyatlar ve belirli oranlarda azalan alım gücü sepet ortalamalarına yansıyor. Bu belli oranda markaları etkiliyor. Kılavuz marka gerçeği yerinde duruyor ama alternatif marka arayışları ve yönelimleri pazar paylarını değiştiriyor. Bir ara enflasyonu arttıran etkiler içerisinde gösterilmeye çalışılan Private Label (PL) ürünlerin payı artmaya devam ediyor.
Etiketler değişmeye devam ediyor. Ürün bulunurluğunda sorun yok.
Etiketler değişmeye devam ediyor. Bazı kategorilerde adet sınırlaması olsa da ürüne ulaşım mümkün.
Etiketler değişmeye devam ediyor. Çalışanlar müşteri memnuniyeti için çalışmaya devam ediyor.
Etiketler değişmeye devam ediyor. Alışverişçilerin beklentileri de değişiyor.
Etiketler değişmeye devam ediyor. TÜİK verilerine göre TÜFE’de yıllık enflasyon %61,14 oldu.
Etiketler değişti, değişiyor ve değişmeye devam ediyor. Enflasyon düşene kadar…