Skip to content Skip to footer

İşi bilmek ve işe gitmek

işi biliyor ama işe gitmiyor,

Bir tabir vardır; işi biliyor ama işe gitmiyor, diye. Elbette ki profesyonel çalışanların ve onların yöneticilerinin benimsemediği, yapmadığı ve yapılmasına müsaade etmedikleri bir davranıştır bu.

Peki, ne veya ne tür sebeplerden kaynaklanmaktadır? İşte yeterli motivasyon olmaması mı?

“ Konu işlerin yönetilmesine gelince motivasyon her şeydir.” der, Lee Iacocca

Mutsuz çalışanlar mutlu müşteri memnuniyeti sağlayabilir mi?

Zor sağlar.

O halde çalışanı ‘mutlu edemiyorsak’ bunun karşılığı işini yapmaması mıdır?

Bence hayır.

Çalışanın hakları da bir o kadar önemli elbette.

İşini yapmasını, hakkıyla yapmasını sağlamak çalıştığı iş yerinin görevi.

Gereğini yerine getirmek de ilgili kişi ve birimlerin.

Peki, yönetici motive değilse ise ne olacak?

Gene de motivasyonu o sağlayacak, çünkü kolay kolay yönetici olunmaz ve yönetici demotive olsa bile motivasyonu sağlar ve sağlamalıdır!

Ayrıca kişisel motivasyonda göz ardı edilmemelidir. Öyle ya ‘ Her şeyi yöneticiden beklemek gerek. ’

“ Etkin yöneticiler paylaşılamayacak ve devredilemeyecek nihai sorumluluğun kendilerinde olduğunu bilmek zorundadırlar. Ama otorite sahibi olmalarının nedeni kuruluşun güvenine sahip olmalarıdır. Bu, kendi ihtiyaç ve fırsatlarından önce kuruluşun ihtiyaç ve fırsatlarını düşündükleri anlamına gelir.”

Etkin Yöneticinin Seyir Defteri, Peter Drucker ve Joseph Maciariello, s, 152

Liderlik sorunundan kaynaklanıyor olması söz konusu olur mu?

İster yönetici, ister lider yönetici diyelim, yöneticinin her şeyden sorumlu olup olmamasına bağlı bu. Her iki tip yöneticide böyle bir olguya izin vermeyecektir. İşini bilen, kişiye işini yaptıracaktır.

Delege etmek ile çözülebilir mi?

Delege etmek ve bunu izlemek doğallıkla çok önemli!

“ Yöneticiler duygularıyla davranmamalı, her zaman mantık yolunu seçmelidirler.” Napoleon

Evet, bu açıdan mantık patrondur.

Ancak işi bilip uygulamayan kişi delege edilme aşamasını muhtemelen geride bırakmıştır, o süreçten geçmiştir çünkü.

Ayrıç delege etmek ‘kilitlemek’ demek değildir. Kişiye yapabileceklerini ve öğrettiklerinizi sizin kontrolünüz altında yaptırmaktır.

Geribildirim etkili olur mu?

Kişiye özel geribildirim bu konuda uyarıcı ve toparlayıcı olur düşüncesindeyim.

Geribildirim bir hediye midir?

Bir tehdit midir?

Bence her ikisi de.

İster olumlu isterse de olumsuz veya anlık geribildirim olsun, geribildirimin doğru şekilde verilmesi önemlidir!

Geribildirimler daha çok tehdit olarak algılanabiliyor. Bunda bir diğer önemli etkenin olumlu geribildirimlerin azlığı olduğunu düşünüyorum.

Yapılması gerekeni yaptığında, neden olumlu bir geribildirim verilsin ki?

Yöneticinin olumlu ve/veya olumsuz her şeyi gördüğü ve tespit edebildiği gerçeğinden hareketle, sadece olumsuzlukları gören olmamak penceresinden bakmakla ve motivasyona olan yadsınamaz etkisinden belki de.

“ Uygun öz değerlendirme olmadan başarısızlık kaçınılmazdır.” John Wooden

Bunu kişi kendi yapabiliyorsa zaten bu yazının başlığında yer alan konu ile ilgili değildir.

Ekip çalışması açısından bakmak başka bir etken olabilir mi?

“ Takım ruhu, insanların egolarını ikinci plana atıp takımın başarısı için mücadele etmesiyle elde edilir. Takım üyelerinin, aynı zamanda hem birey olmaları hem de takımlarıyla tek vücut olmaları gerekir. Takım olmak demek, aynı değerleri paylaşıp ortak bir hedefe kilitlenmek demektir.” Temel Aksoy

Aksoy’un bu sözü benim vermek istediğim örneği özetliyor.

Egolar, egolar ve egolar. Bazen ince çelik bir tel gibi görünmez olabildikleri gibi bazen de bir kaya gibi olabilirler. Kim demiş başarısızlıkta sadece dış etkenler belirleyicidir diye?

Ekip bir anlamda kişi üzerinde etkili olabilir ve birlikte başarılara imza atmaya devam ederler.

Oysa çalışanların kazanılmasının önemi de unutulmamalıdır! Bu kazanım elbette ki zaaf nedeni olmamalıdır. Aidiyet sağlanmalıdır.

Zaten günümüz perakendeciliğinin gereksinimleri, rekabet koşulları ve genelde karşımıza çıkan norm kadro gerçeğinden hareketle, aksi durumdaki davranışa devam etmenin sonuçları bellidir.

Turnover oranı yüksek çıkar.

Varsın olsun.

Halen ‘ işi bilip de işe gitmeyen ’ var mı?

‘ Kitabı kapağına göre değerlendirenler ’ kadar olmasa da, var derim.

Bu yazıda birçok söz alıntıladım. Yazımı Jack Welch’in bir sözü ile bitirmek istiyorum.

“ Bugün artık rahatça çalıştığımız hiçbir konu yok. Her alanda ve her bölgede acımasız bir rekabetle karşı karşıyayız. Güvenebileceğimiz tek şey, kendi yeteneğimiz ve rakiplerimize karşı yaratabileceğimiz üstünlüktür.”

Ne kadar başarılı, iyi, zeki ve usta olursanız olun, işinizin geleceği, çalıştırdığınız insanların elindedir.

                                                                                                                                                          Akio Morita

İşi bilmek ve işe gitmek - Perakende.org