Perakende sektörü, birden yükselen enflasyonun etkisiyle, daha çok gündemde olan fiyat artışları ve fahiş fiyat sarmalında yol alıyor.
İş sürekli zorlaşıyor!
E o zaman ‘kapatıp gidelim mi?’ İş devam ediyor, etmeli de. Değişen oyuncular oluyor elbet ama perakende yoluna devam ediyor.
Yenilik arayışları devam ediyor. Farklılık çalışmaları da devam ediyor. Çünkü değişim devam ediyor.
Burada Boyner’in dikkatimi çeken bir uygulamasından bahsetmek istiyorum.
Beğeni ile takip ettiğim Brand Planet ’in 14.04.2024 Linkedin gönderisinden paylaşıyorum.
“Boyner’in “Soğuk Oda” konsepti: Marka ve perakendecilik üzerindeki etkileri Türkiye’nin önde gelen perakende markalarından Boyner’in Caddebostan’daki mağazasının kışlık montlar bölümünde yer alan “Soğuk Oda” adlı -18 derecede soğutulmuş odada ürünleri deneyimleme fikri, perakende sektöründe artan rekabette farklı fikirlerin hayata geçirildiğinin bir başka işareti. Bu ve bu tarz yenilikçi yaklaşımların marka ve perakendecilik açısından birçok önemli etkisi olabilir: Marka Algısını Güçlendirme: Soğuk oda, mağazalarda listelenen markalı ürünlerin beklenen performansı göstermesi halinde olumlu fayda sağlayabilir. Tüketiciler, montların soğuk havalarda nasıl performans göstereceğini bizzat deneyimleme imkanı bulurlar, bu da markaya olan güveni ve güvenilirliği artırabilir. SSatın Alma Kararına Etkisi: Soğuk oda, kışlık mont alışverişini sıradan bir deneyimin ötesine taşıyacak güçte anlamlı fikirler arasında. Tüketiciler, ürünü satın almadan önce soğuk havalardaki performansını deneyimleme şansı yakalarlar. Böylece, onların satın alma kararını olumlu etkilediği takdirde mağazalarda listelenen kışlık mont satışlarını artırabilir ve daha fazla markanın Boyner mağazalarında listelenmek için harekete geçebileceği anlamına gelebilir. Rekabette Fark Yaratma: Boyner, soğuk oda gibi yenilikçi fikirlerle rakiplerinden farklılaşarak pazar payını artırma şansı yakalayabilir. Aslında, Boyner’in soğuk oda fikri, tüketicilere özgün bir deneyim sunarak satışları artırma, marka algısını güçlendirme ve perakende sektöründe fark yaratma potansiyeline sahip olsa da, soğuk odanın her mağazaya uygun olmayabileceği ve bazı teknik ve lojistik zorluklar yaratabileceği de göz önünde bulundurulması gerekir. Bazen basit bir fikir, büyük ses getiren işlerin önünü açabilir. Önümüzdeki günlerde diğer birçok perakendecilerin benzer şekilde, basit ama bir o kadar da etkileyici fikirlerle rekabeti kızıştıracaklarından bahsedebiliriz.”
Farklı bir uygulama, ben de etkisi olacağını düşünenlerdenim. Öyle olursa, uygulamanın yapıldığı mağazalar artabilir. Belki başka ürünler için odanın ısı derecesi değiştirilebilir.
Perakende de yenilikçi uygulamaların örnekleri artıyor ve artacakta.
Buna paralel önümüzdeki dönemin perakende trendlerini ve öngörülerimi anımsamak istiyorum.
- Alışveriş deneyimini arttırmak için yapay zeka kullanımı artacak.
- E – ticaret yükselen bir trend olma özelliğini koruyor. Çoklu kanala adaptasyon önemli!
- Ancak fiziksel mağazalarda yarışa devam ediyor.
- Mağaza ekipman üreticileri bu konuda öncülük eden ürünler ve tasarımlar sunuyor.
- Mağaza içi farklı uygulamalar müşteriler ile buluşturuluyor.
- Kişiselleştirilmiş kampanyaların daha çok gündeme alınacağını öngörüyorum.
- Mağazalarda ekran kullanımı artıyor. Ekranlardaki mesaj ve reklamların etkisi artıyor.
- Sürdürülebilirlik gündemde olmaya devam edecek.
- Mağazaların karbon ayak izi çalışmaları artıyor. Yenilenebilir enerji kullanımı öne çıkıyor.
- Mağazalarda yeniden doldurulabilir ambalaj ve geri kazanımlar öne çıkıyor.
- İnovasyon. Pozitif ayrışmalar için önemli ve öylede olacak.
Mağazacılıkta önemli ‘en’ler vardır. En çok çeşit, en ucuz fiyat, en kaliteli gibi.
Bu tanım doğru konumlandırıldığında ve altı doldurulduğunda etkindir.
Ancak rekabetten dolayı giderek yoğunlaşan perakende tünelinin belli kulvarlarının ‘en’i daralıyor.
Biraz klişe olacak ama tünelin ucundaki ışıkla, trenin ışığı karışabiliyor.
En iyisi, en doğru ve yenilikçi uygulamalarla, işletme zarar etmeden sürdürülebilmek.
Karlılığı unutmadım elbette ama bazı durumlarda karlılık yerini zarara veya zarara yakın marjlara terk edebiliyor, etmek zorunda kalıyor. Bu da en azından işin devamını riske edebiliyor. Tüm gelişme ve trendleri izlemek ve uygulamak her zaman önemli! Ancak karlılığın düşmesi ve/veya bu gelişmelere işletmenin gereken önemi vermemesi nedeni ile geriye düşmek de olası.
Yazımı Prusyalı stratejist, Carl von Clausewitz’in bir sözü ile bitirmek istiyorum.
“ Stratejik hatalar, taktik manevralar ile düzeltilemez.”