Skip to content Skip to footer

Mağazanın MacGyver’ları

Ya bir departmanda başlayıp onun başına geçmişlerdir.

Ya da işletmenin veya mağazanın birçok alanında görev yapmışlardır.

Bölümleri ile ilgili çok bilgilidirler.

Ekipte yaşanan iç sorunları iyi yönetirler.

Sorunu kolay kolay kişiselleştirmezler.

Mağaza içi birçok bölümde karşılaşılan zorlukların üstesinden gelebilirler veya danışılan kişi olurlar.

Mağaza kurulurken gereken her yerde onları görür veya buldukları çözümlere tanık olursunuz.

Müşteri ile yaşanan problemlerde devreye girmesi istenen kişiler içerisinde yer alırlar.

Bu nedenle onlar için ‘çok şapkalı’ tabiri de kullanılır.

Çözümün bir parçası olmayı her zaman çok iyi bilirler. Bu onlardan beklenilen bir durumdur ve doğallıkla kendilerinden beklenileni de yaparlar.

Orkestra ile çalarken sololarını yapıp, soloları bitince orkestra ile çalmaya devam etmeleri gibi.

“İşi bilip, işe gitmemezlik” de yapmazlar.

Ancak işyerine gerçekten kırıldıklarında ‘toplanmaları’ oldukça zor veya imkânsız olur!

“Her eve lazım” diye bir söz vardır. Her mağaza için gereklidir bu kişiler.

Ancak kolay yetişmediler.

Artık daha da zor yetişiyorlar.

Her zaman kolay bulunmazlardı.

Artık daha da zor bulunuyorlar.

Ortada Demokles’in kılıcı gibi norm kadro hesabı dururken, her bölümde uzmanlaşmış çalışan açığı gerçekliği ortadayken, ben işin MacGyver’larından bahsediyorum.

İşte tam da bu yüzden bahsediyorum.

E bunun ilanı da olmaz. İsviçre çakısı gibi eleman arıyorum ilanı mı verilecek?

Hayır. Bu kişi sizin içinizde yetişmiş olacak. Ancak değeri de bilinecek.

Bilinmiyor mu? Ben bilemem. Bilenler bilmeyenlere söyler elbet.

Olmadı, dışarıdan değeri bilinmemiş biri istihdam edilecek.

İşyeri tarafından değeri bilinmeyenler oldukça fazla.

İşyerinin değerini bilmeyenlerde en az onlar kadar çok.

Ancak karşılıklı memnuniyet işin başka bir tarafı. İşin hakkını veren ve uzmanı olan binlerce kişi var.

Bir atasözümüz vardır: Keskin bıçak olmak için çok çekiç yemek gerekir.

Yukarıda bahsettiğim ister İsviçre çakısı ister MacGyver olsun, bu kişilerin hiçbiri için iş kolay olmadı.

Ancak onlar pes etmediler. Etseler olamazlardı zaten.

Bu bölümde Market Dergisi’ inde 2013 yılında yayınlanan: Ben de Perakendeci Olmak İstiyorum, başlıklı yazımdan bir bölümü aktarmak istiyorum.

‘Perakende de yer denince hemen şu deyiş akla geliverir; lokasyon lokasyon lokasyon.

Mağazalar denince de ilk akla gelen; müşteri, müşteri ve müşteri oluyor.

Lokasyon, mağaza ve müşteri üçgeni ele alındığında da çalışan, çalışan ve çalışan demek gerekiyor.

Perakende sektöründe iyi ve deneyimli çalışanlara olan ihtiyaç her geçen gün artıyor. İstihdam etmek, eğitmek ve uzmanlaşmayı sağlamak, perakende de uzun ve zorlu bir süreç.        Kıdem arttıkça ve basamakları tırmandıkça daha farklı zorluklar ve sorumluluklar bekliyor çalışanları, her işte olduğu gibi. Perakendeciliği özendirmek ve daha iyi hale getirmek hepimizin görevi ve olmalı da. Peki ya onların çocukları. Bu çocukların kaçı anne ve/veya babaları gibi perakendeci olmak istiyor? Merak ediyorum? Soruyu birde tersten soralım. Kaç anne baba çocuğuna sende perakendeci ol der? Demeleri için daha yapılacak çok şey olduğuna inanıyorum…’

Demeleri için ne veya neler yapıldığı konusu yazı dizisi olur.

Eğer yol alındıysa, daha alınacak çok yol var derim. Yol alamadıysak da hedef giderek ufukta kayboluyor diyebilirim. Ancak sektörel hedefler ve ufuklar o kadar çok boyutlu ki bazen birinin yitip gitmesi diğerinin avantajı olabiliyor.

(*) MacGyver; eldeki elverişli şeylerle (bir şeyi) yapmak, biçimlendirmek veya onarmak anlamına gelen fiildir. MacGyver, 1985’ten 1992’ye kadar süren aksiyon dolu bir dizinin adıdır.

Dizinin ilk gösteriminden kısa bir süre sonra MacGyver, sınırlı kaynakları kullanarak icat yapma veya sorun çözme yeteneği olan kişileri tanımlamak için kullanılmaya başlandı. merriam – webster.com

(*) MacGyver konusu Jonathan Le Borgne’ yenin Departman Müdürlüğü hakkındaki yazısından esinlenilmiştir.