Yazarın Tüm Yayınlarına Buradan Ulaşın !
Nasıl bir yönetici arıyoruz?
Günümüz mağaza yöneticisi nasıl olmalı?
Bu soruların cevabı elbette var.
Ancak bu cevaplarda, bazı firmaların barındırdığı farklılıkları göz ardı etmemek kaydıyla.
İş ilanları, neler beklendiğini birbiri ardına sıralarken, görev tanımları bazı yerlerde sınırları zorlarken, birçok yönetici çok ciddi başarılar ortaya koyarken, memnuniyet ve giderek artan beklentiler eşliğinde, ani bastıran sis ve fırtınalar bir arada yaşanıyor. Meteorolojik değişikliklerde yapılabilecekler vardır ancak bu değişimlere engel olamayız.
Önce ‘çok şapkalı’ olan mağaza yöneticilerinde var olan ve olması gereken temel özellikleri anımsayalım;
- Mutlaka iyi bir yöneticidirler.
- Liderlik vasıfları da bir o kadar önemlidir!
- Güven veren, güven duyulan kişiler olmalıdırlar.
- Vizyon sahibidirler.
- Motivasyon onlardan sorulur, demotive olsalar bile.
- Hedef odaklıdır. Hedefler için ekibini koordine eder.
- İnsan ilişkileri güçlüdür ve olmalıdır da.
- Müşteri ve çalışan psikolojisinden de iyi anlarlar.
- Rol model olmaları ve alınmaları önemlidir!
- Yetiştirmek önemli meziyet ve görevleri arasındadır.
- Objektif davranmaya özen gösterirler.
- Geribildirime ve yöntemlerine önem verir, yerinde ve doğru uygularlar.
- Delege ederler, ettirirler.
- Güçlü organizasyon becerileri vardır.
- Envanter ve stok yönetimini iyi bilirler.
- Gelişime açıktırlar.
- Ekipleri adına tebrikleri kabul ederken, eleştirileri de ekipleri adına kabul ederler.
- Zaman zaman katalizör olmayı da bilirler. Doğallıkla çatışma yönetimini de.
- Yönetimle, yönettikleri arasında kalmayı da iyi bildikleri gibi.
- İyi bir işletmecidirler. Müşteri gözü ile görür, işveren gibi düşünürler.
- Mağazacılığı bilmeleri yetmez diğer temel disiplinlere de önem verirler.
- Kaotik durumlarda davranışları ile örnek olurlar.
- Strese dayanıklı ve hatta barışıktırlar ve olmalıdırlar da.
- Zamanı iyi yönetmeye çalışırlar.
- Kolay kolay pes etmezler.
Bu kadar özellikten sonra yazacak ne kaldı? Haklısınız pek bir şey kalmadı demek istiyorum, ancak bazen yetmiyor (mu?).
Artan beklentiler, bazı noktalarda doğal seyrinde seyrederken, bazı noktalarda bir olanaksızlıklar seçkisi olarak sunuluyor. Ben olası olanlar üzerine devam etmek istiyorum. Olanaksızlıklar seçkisini bekleyenleri, kendi seçenekleriyle bırakarak.
Bu tip noktaların bazılarında takım liderleri ve şeflerin bir üst göreve yükselmede, eskisi gibi istekli olmadıklarını gözlemlemek veya duymak giderek daha çok ortaya çıkıyor!
Genel olarak mağaza yöneticisi ya içeriden yetişecek ya da dışardan alınacak.
Bu durum hem yetişen ve yetkin yönetici sayısını etkilerken, daha alt kademe de hedeflerini daha farklı açılardan sorgulamakla yankı bulabiliyor. Daha uzmanlaşmış ekip üyelerinin sayısı, daha az uzmanlaşmış ya da bunu pek de düşünmeyen ‘daha günübirlik bakan’ çalışanlarla tamamlanmaya çalışılıyor. Perakende de bazı firmalar çalışan sirkülasyonundan ve çalışanların konuyu meslek olarak görmemelerinden (bazılarının bazı gereklilikleri yapmamalarına rağmen) ciddi oranda ve haklı olarak rahatsızlar. Market kanalında kendini gösteren özellikle ihtisas bölümleri çalışanları konusundaki açık sinyal verirken, buna mağaza yöneticilerini eklemek gibi bir lüks yok! Bu yazıyı yazma nedenim de bu.
Yarının yöneticisine bugünden yatırım yaparak bazı şeylere engel olabilir veya önlem alabilir miyiz?
Tüketici beklentilerinin çok hızlı değiştiği günümüzde, iç içe geçen dijitalleşme eşliğinde, kartların sürekli yeniden dağıtıldığı mağazalar arası rekabette, yarının yöneticisi olmak için bugünün yöneticiliğinin deneyime daha neler eklemeliyiz?
- Sektörel trend ve gelişmeleri daha yakından takip edip analiz eden.
- Farklı kuşaklarla (Z kuşağı dahil) çalışma ve işe adapte etme yeteneği. (Firma çalışanlarının aidiyeti ve turn over oranına bağlı olarak bu konu çok daha zorlaşabilir!)
- Proaktif planlama ile daha uzağa daha hızlı bakabilen.
- Ekip üyelerine koçluk yapan.
- Krizi yönetebilen.
Bu özellikler yarından önce bugünden uygulanıyor. Değişen ve gelişen her duruma yönelik çözümler aranıyor, üretiliyor ve uygulanıyor.
Gallup’un Yönetici Etkinleştirme Endeksi, “Ön saflardaki yöneticilerin ihtiyaçlarını ve aşağıdakilerle ilgili zorluklarını ölçmek için kullandığı beş kıyaslamalı sorudan oluşur:
- Üst düzey yöneticilerden iş yetkisi ve güven
- Etkili iş birliği
- Yöneticilere kendilerini doğrudan etkileyen değişiklikler hakkında nasıl danışıldığı
- Büyüme fırsatları ve gelişme
- Performans yönetimi”
Mağaza yöneticilerinin önemi her geçen gün artmaya devam edecek. İpi göğüslemeye devam eden firmaların, onlardan daha etkin yararlanan, bu bağlamda yöneticilerine uygun görev ve sorumluluklar veren işletmelerin bu yarışta daha fazla olacağını düşünüyorum. Yöneticilerine alakasız sorumluluklar yükleyip, etki ve yetkileri olmayan durumları onlara ‘fatura’ edenlerin, o yöneticiler olmaksızın ve/veya yarışta geriye düştüklerinde, oturdukları koltuktan izleyecekleri daha çok yarış olacağını düşünüyorum. Oysa mağaza yöneticilerinin ‘oyunu değiştirme’ potansiyeli her zaman var. Yeter ki buna önem veren bir firmada, doğru yetki ve iş süreçleri ile donatılmış olsunlar. Doğallıkla da eğitimli, hevesli ve iyi bir kadroları (mümkün olduğunca) olsun.
Ancak işyerine bağlılık ve motivasyon sorunu yaşayan yöneticinin, yukarıda yazdığım önemli süreçlere olan katkısının zor veya daha az olacağını da düşünüyorum. Bu nedenle çalıştıkları firmalara çok daha fazla iş düşüyor!
Yazımı John C. Maxwell’in bir sözü ile bitiriyorum.
“Dünün yöntemlerini bugünün dünyasında kullanmakta ısrar eden kişi, yarının işinde olmayacaktır.”
