Başlığı oluşturan soruya geçmeden biraz eskilere gitmek istiyorum.
“ Ekonominin lokomotifi zincir mağazalar olacak.
Günümüzde ölçek ekonomisi ile maliyetlerini düşüren zincir mağazalar, yoğun rekabet ortamında bir adım öne geçiyor. Zincir mağazaların satın almada yaşadığı bu avantajın ise enflasyon düşüşü, verimlilik artışı, kayıt dışılığın azalması, istihdamın ve servis kalitesinin artması gibi pek çok faydası bulunuyor.
İmalat sanayinden tarımsal süreçlere kadar üretim aşamalarına müdahale eden büyük mağazacılık sisteminin ekonomiye birçok olumlu etkisi bulunuyor. Satın alma tercihlerini alışveriş merkezlerinden ve zincir mağazalardan yana kullanan tüketiciler üreticilerin stratejilerini yeniden şekillendirirken, karlılığın düşmesine neden olan rekabet daha çok mağazanın açılmasına ve böylece ölçek ekonomisinin bir gereği olarak satın alma gücünde avantaja neden oluyor.
Bilimsel yöntemlerle verimliliği arttıran zincir mağazalar, ucuz ve kaliteli ürünleri ve satış sonrası hizmetleriyle de çıtayı yükseltiyor.
Rekabetin arttığı, karlılığın düştüğü ortamda ürün çeşitliliğini arttırıp aynı zamanda satın alma gücüyle ölçek ekonomisi avantajı yakalayan zincir mağazalar, perakendecilik sektörünün yüzde 17’sini yönetiyor. Zincir marketlerin yıllık cirosu yaklaşık 10 milyar dolar seviyesine yükselmiş durumda.”
Kaynak: Arasta mağaza, Temmuz – Ağustos, 2006, sayfa 60
Aradan geçen yıllarda neler değişti ve/veya neler değişmedi?
Bu açıdan baktığımızda organize perakendenin önemli bazı dinamiklerini tekrar anımsatmak istiyorum.
Aşağıdakilerden hangisi daha az önemli?
- Ciro
- Karlılık
- Hedefler
- Stoklar/Stok gün sayısı
- Yok satma oranları
- Fire – İmha oranları
- İade oranları
- Çalıntı oranları
- CRM
- B2B
- B2C
- LfL (Like for Like)
- KPI dataları
- SWOT/KEFE analizi
- EBITDA/FAVÖK
- Envanter Yönetimi
Hepsi dediğinizi duyar gibiyim. Evet, yukarıda yazdıklarımın hepsi önemli dinamikler. Çünkü ölçmezsek yönetemiyoruz. Ölçtüğümüzde de yönetemeyebiliyoruz bazen! Öyle çok farklı etkenler oluşabiliyor ki, hedefi ‘görüp vuramamak’ gibi sonuçları olabiliyor.
Bu gün organize perakendenin pazar payı çok daha yüksek, doğallıkla rakamsal hacmi de.
Tüm bu gelişmelerin ışığında değişen alışverişçi alışkanlıkları eşliğinde, e – ticaretin artan pazar payı oranlarında, yaşanan yoğun rekabetin etkisinde, giderek artan enflasyon baskısında iş kolay mı?
Bu kez hayır dediğinizi duyar gibiyim.
Pazar günü kapanmak tüm bunları değiştirebilir mi?